cash. Gelecek zaman olarak kullanılır. Will yerine geçse de will kullanımı daha yaygındır. Shall Olumlu cümleler I shall go to the cinema tomorrow. Yarın sinemaya gideceğim. We shall go for a picnic next weekend. Gelecek haftasonu pikniğe gideceğiz. They shall swim next summer. Gelecek yaz yüzecekler. Shall Olumsuz cümleler They shan’t go to Didim next year. Gelecek yıl Didim’e gitmeyecekler. She shan’t stay for 2 weeks. İki hafta kalmayacak. “shall we” bir teklif öneri cümlesidir. Shall we play computer games? Yes, we shall. Bilgisayar oyunu oynayalım mı? Evet oynayalım. Shall we go to the theatre? No, we shan’t. Tiyatroya gidelim mi? Hayır gitmeyelim. Where shall we go ? We can go to the cafe. Nereye gidelim? Kafeye gidebiliriz. İsim ile biten, yani yüklemi isim olan cümlelere isim cümleleri adı verilmektedir. İnsanlar günlük hayatlarında sık sık isim cümleleri kullanırlar. Bizler de bu konuyu daha iyi anlamanız amacı ile sizler için düzenlemiş olduğumuz bu yazı ile birlikte 10 tane isim cümlesi örnekleri kısaca bilgi vereceğiz. İsim Cümlesi Örnekleri Benim bu hayatta en çok değer verdiğim şey sevgiydi. Yeni aldığın elbiseler ne kadar ucuzmuş. Yaptığın gerçekten çok komikti. Hava bugün çok sıcaktı. Yemek hiç lezzetli değildi. Bu dünyada bana en çok zevk veren şeylerden biri kitaplardır. Söylediğin şey çok yanlış. Kapı açıkmış. Gözlerimle tüm gece aradığım sendin. Zayıflamak için en çok dikkat etmen konu spordur. Will İle İlgili Cümleler İngilizcede will, gelecek zamanın yardımcı fiili olarak kullanılır. Öncelikle Olumlu, olumsuz ve soru cümleleri için örnek will cümlelerini listeliyoruz. Daha sonra will kullanımı üzerinde duracağız. Will İle İlgili Olumlu Cümleler You can phone me this evening. I'll be at home. Beni bu akşam arayabilirsin. Evde olacağım. Leave the old bread in the garden. The birds will eat it. Bayat ekmekleri bahçede bırak. Onları kuşlar yer. We'll probably go out this evening. Muhtemelen bu akşam dışarı çıkacağız. I think Diana will pass the exam.Bence Diana sınavı geçecek. Next week I will be in London. Gelecek hafta Londra'da olacağım. Your parents will realize that. Ailen bunu farkedecektir. Will İle İlgili Olumsuz Cümleler I won't be here tomorrow. Yarın burada olmayacağım. I think it will not rain this afternoon.Bence bu öğleden sonra yağmur yağmayacak. It will not see me till it comes very near.Çok yakına gelmedikce beni görmeyecektir. Hungary will not leave EU. Macaristan Avrupa Birliğinden ayrılmayacaktır. You won't find a better farmers market in the city. Şehirde daha iyi bir çiftçi pazarı bulamazsın. It won't be easy. Bu kolay olmayacak. I will not exercise today. Bugün egzersiz yapmayacağım. She will not quit her job. İşinden ayrılmayacak. They will not send their son to art school. Oğullarını sanat okuluna göndermeyecekler. Will İle İlgili Soru Cümleleri Will you be at home this evennig? Bu akşam evde mi olacaksın? When will supper be ready?. Çorba ne zaman hazır olacak? How will she get here from the airport? Buradan hava alanına nasıl gidecek? Will they follow us? Bizi takip edecekler mi? Will you show me how to do that? Bunu nasıl yapacağımı bana gösterecek misin? Will cümle içinde kıssa kullanımı I'll = I will; you'll = you will; She'll = She will I won't = I will not; You won't = You will not ; she won't = She will not 'll kıssaltması yazılı dilde yani kitap,Mektup gibi ortamlarda kullanılmaz. Bunun yerine uzun olarak will yazılmalıdır. Önemli Bilgi 'll kısaltması shall ve will 'in yerine I ve We gibi özneler ile birlikte kullanılabilir. Örnek I'll be late tomorrow. I think we'll win. Will Kullanım Alanları Kesinlik İfade Etmek İçin Will kalıbı ifade ettiğimiz düşünce/istek/fiil konusunda emin olduğumuzda kullanırız. Söylediğimiz cümleden emin değilsek will kullanmamız yanlış olacaktır. Örnek You can phone me this evening. I'll be at home. Beni bu akşam arayabilirsin. Evde olacağım. Hungary will not leave EU. Macaristan Avrupa Birliğinden ayrılmayacaktır. Tahminde Bulunmak Will kalıbını gelecekle ilgili tahmin yürütmek için kullanabiliriz. Örnek I think Diana will pass the exam.Bence Diana sınavı geçecek. We'll probably go out this evening. Muhtemelen bu akşam dışarı çıkacağız. Kararlarımızı ve isteklerimizi bildirmek Will kalıbını karar ve isteklerimizi karşı tarafa bildirmek için kullanabiliriz. Örnek They will not send their son to art school. Oğullarını sanat okuluna göndermeyecekler. I will not exercise today. Bugün egzersiz yapmayacağım. Will you show me how to do that? Bunu nasıl yapacağımı bana gösterecek misin? Söz Vermek Will kalıbını söz vermek ve bunu karşı tarafa söylemek için kullanabiliriz. Örnek We’ll always love you. Biz her zaman seni seveceğiz. İstek ve Davet Will kalıbını isteklerimizi belirtmek ve davet etmek için kullanabiliriz. Örnek Will you show me how to do that? Bunu nasıl yapacağımı bana gösterecek misin? Will you come for dinner on Saturday? Cumartesi yemek için gelecek misin? Kaynak Cambridge Dictionary Bundan önceki iki derste, dolaylı anlatımda düz cümleler ve soru cümleleri üzerinde duruldu. Bu derste ise emir cümleleri, tavsiye cümleleri ve diğer kullanımlar üzerinde durulacaktır. ► Emir cümlelerinde çoğunlukla tell ve hemen peşinden hitap edilen kişi getirilir ve fiilden önce "to" kullanılır. - He said, “Open the door.” O, "Kapıyı aç," dedi. - He told me to open the door. Bana kapıyı açmamı söyledi. - They said, “Close the window, John” Onlar, "John, kapıyı kapat," dediler. - They told John to close the window. John'a pencereyi kapamasını söylediler. ► Olumsuz cümlelerde ise "to" bağlacından önce "not" getirilir. - He said, “Don't open the door.” O, "Kapıyı açma," dedi. - He told me not to open the door. Kapıyı açmamamı söyledi. - They said, “Don't close the window, Mary.” Onlar, "Pencereyi kapatma Mary," dediler. - They told Mary not to close the window. Mary'ye pencereyi kapamamasını söylediler. ► Emir, tavsiye, rica ve teklif cümleleri aşağıdaki filler kullanılarak aktarılır. - advise tavsiye etmek - ask rica etmek - command emretmek - order emretmek - forbid yasaklamak - remind hatırlatmak - warn uyarmak Examples; - If I were you, I would buy a new one”, he said. O, "Yerinde olsam yeni bir tane alırım," dedi. - He advised me to buy a new one. Yeni bir tane almamı tavsiye etti. - “Would you wait a little for me? ” I said. "Beni biraz bekler misin?" dedim. - I asked him to wait a little for me. Beni biraz beklemesini rica ettim. - She said “Would you like to come to my party, Peter?” O, "Partime gelmek istermisin Peter," dedi. - She invited Peter to her party. Peter'i partisine davet etti. - The general said, “Keep off the new tank.” General “Yeni tanktan uzak durun” dedi. - The general ordered them to keep of the new tank. General yeni tanktan uzak durmalarını emretti. "Shall" In Reported Speech Shall I - Shall we ► Future Tense'de, will yerine kullanılan shall olduğu zaman ve birisinden bilgi verme ricasında bulunulduğu zaman, cümle aktarılırken shall yerine would kullanılır. - “When shall I see my family again?” she wondered. “Ailemi bir daha ne zaman göreceğim?” diye meraklandı. - She wondered when she would see her family again. Ailesini bir daha ne zaman göreceğini merak etti. - “Where shall we go after school today?” the students asked. “Bugün okuldan sonra nereye gideceğiz?” çocuklar sordu. - The students asked where they would go after school that day. Öğrenciler o gün okuldan sonra nereye gideceklerini sordular. ► Birisinden talimat ve tavsiye isteğinde bulunulduğu zaman should ya da was / were to kullanılır. - The assistant said, “Shall we open the shop on Sunday, sir?” Pazar günü dükkanı açalım mı?” dedi asistan. - The assistant asked the manager if they should / were to open the shop on Sunday. Asistan müdüre dükkanı pazar günü açmaları gerekiyor mu diye sordu. - The girl asked, “What shall I wear for the party, Hilal?” “Partiye ne giyeyim Suzie?” kız sordu. - The girl asked asked Suzie what she should / was to wear for the party. Kız, Suzie'ye partiye ne giysem diye sordu. ► Birisine bir iyilik yapma teklifinde bulunma durumlarında yine "shall" kullanılır. - “Shall I paint your house?” I said to my friend. Arkadaşıma “Evini boyayayım mı?” dedim. - I offered my friend to paint his house. Arkadaşıma evini boyamayı teklif ettim. - “Shall we go to the cinema after school? ” I said. “Okuldan sonra sinemaya gidelim mi?” dedim. - I suggested going to the cinema after school. Okuldan sonra sinemaya gitmeyi teklif ettim. "Will, Would, Could" in Reported Speech ► "Will" eğer gelecek zaman future tense kullanılan bir cümlede yardımcı fiil olarak kullanılıyorsa, normal kurallara göre "would" olarak değişir. - They asked “Will the teacher come to the party next week?” “Öğretmen gelecek hafta partiye gelecek mi?” diye sordular - They asked if the teacher would come to their party to following week. Bir sonraki hafta öğretmenin partiye gelip gelmeyeceğini sordular. ► Eğer will, would veya could, rica cümlelerinde kullanılıyorsa, aşağıdaki şekilde değiştirilir. - “Will you help me, please?” she said. O, “Lütfen yardım eder misin” dedi. - She asked me to help her. Benden yardım etmemi istedi. - “Will you eat one more apple?” Bir tane daha elma yer misin? - “Would you eat one more apple?” Bir tane daha elma yer misin? - He offered me one more apple. Bana bir elma daha teklif etti. - “Could you post this letter for me?” Bu mektubu benim için postalayabilir misin? - She asked me to post that letter for him. Mektubu postalamamı rica etti. Let's in Reported Speech ► Let's ile başlayan cümleler suggest + V ing şeklinde veya should kullanılarak aktarılır. - He said “Let's change the furniture in the living room.” O, “Hadi oturma odasındaki mobilyayı değiştirelim.” dedi. - He suggested changing the furniture in the living room. Oturma odasındaki mobilyayı değiştirmeyi önerdi. - He suggested that they should change the furniture in the living room. Oturma odasındaki mobilyayı değiştirmeleri gerektiği önerisinde bulundu. YES and NO in Reported Speech Yes veya no ile cevap verilmesi gereken durumlarda, sorunun zamanına göre uygun yardımcı fiil kullanılır. - My mother said Did you buy it?' I said no. Annem, "Onu aldın mı? diye sordu. "Hayır," dedim. - My mother asked me if I had bought it. I said I hadn't. Annem onu alıp almadığımı sordu. Almadığımı söyledim. - My friend, “Can you swim?”, I said “Yes” Arkadaşım, "Yüzebilir misin?" diye sordu. "Evet," dedim. - My friend asked me if I could swim. I said I could. Arkadaşım yüzebilip yüzemediğimi sordu. Bildiğimi söyledim. "Must" in Reported Speech ► Eğer "must" kelimesi, sonuç çıkarmak için kullanılıyorsa, dolaylı cümlede aynen kalır. - The man said, “That little boy helps everybody. He must be kind-hearted.” Adam “Şu küçük çocuk herkese yardım ediyor. İyi kalpli olmalı. dedi” - The man said that the little boy helped everybody and added that he must be kind-hearted. Adam çocuğun herkese yardım ettiğini söyledi ve iyi kalplı olsa gerek diye ilave etti. ► Kalıcı ve sürekliliğini muhafaza eden emir cümlelerinde de "must" değişmez. - The president said, “Everybody must be obediend to the Creator.” Başkan “Herkes Yaratıcı'ya karşı itaatli olmalı” dedi. - The president said that everybody must be obediend to the Creator. Başkan herkesin Yaratıcı'ya karşı itaatli olmaları gerektiğini söyledi. ► Tavsiye ve niyet bildiren durumlarda "must" aynen kalır. - My friend said “You must see a doctor.” Arkadaşım “Bir doktora görünmelisin.” dedi. - My friend told me that I must see a doctor. Arkadaşım doktora görünmem gerektiğini söyledi. ► Geleceğe yönelik mecburiyet bildiren must eğer o isi hala tamamlanmamışsa "would have to" ile anlatılır. Eğer tamamlanmışsa "had to" kullanılır. - My father “Your brother lost his job at that company. You must find him another job.” Babam “Kardeşin o şirketteki işini kaybetti ona başka bir iş bulmalısın.” dedi. Burada mecburiyet geleceğe dönüktür. Yani; must = will have to'dur. Eğer bu cümle söylendiği sırada, hala iş bulma zorunluluğu devam ediyorsa, "would have to" kullanılır. - My father told me that my brother had lost his job in the company and added that I would have to find him another job. Babam, kardeşimin işini kaybettiğini ve ona bir iş bulmak zorunda olduğumu söyledi. Bu cümle aktarılırken eğer iş bulunmuşsa, had to kullanılır. - My father told me that my brother had lost his job and anned that I had to find another job. Babam kardeşimin işini kaybettiğini ve ona bir iş bulmak zorunda olduğumu söyledi. ► Mustn't değişmez. - Jack said “You mustn't smoke. ” Jack, "Sigara içmemelisin," dedi. - Arif said I mustn't smoke. Jack sigara içmemem gerektiğini söyledi. ► Needn't çoğunlukla değişmez - Mary, “You needn't come tomorrow.” Mary, "Yarın gelmene gerek yok," dedi. - Mary said I needn't come the following day. Mary ertesi gün gelmeme gerek olmadığını söyledi. When we want to report requests, advice, promises or instructions, we use a very simple construction affirmative commands → to + infinitive negative commands → not + to + infinitive To report requests and commands, we can use variety of reporting verbs ask, advise, warn etc and we need pronoun and tense changes just as in reported speech. - The introductory sentence in commands In introductory sentences, the word "tell" is often used to express the command. But there are some other verbs such as order, insist, command etc. Direct Do your homework.” Reported Dad told me to do my homework. - Reported Requests When we ask someone to do something in a polite way, we use request words. affirmative request → asked me + to + infinitive Direct Speaker “Could you close the door, please?” Reported She asked me to close the door. - Negative commands negative request → asked me + not + to + infinitive Direct Could you not make so much. Reported She asked me not to make so much noise. - Suggestions We use the verb "suggest" when we report suggestions. Direct Let’s go to the match.” Reported Dad suggested going to the match or Dad suggested that we go to the match. - Other Reporting verbs There are some other reporting verbs that we we can use depending on the meaning. advise → The doctor advised me to stop smoking. promise → My dad promised to buy me a laptop. agree → We agreed to sign the agreement. offer → He offered to buy a drink. More Examples Direct Could you please show me where the cinema is? Reported He asked me to show him where the cinema is. Direct Can you lend me some money? Reported Then he asked me to lend him some money. Direct You should come and visit me in London. Reported She advised me to go and visit her in London. Direct You shouldn't spend the night here. It is dangerous. Reported He advised us not to spend the night there since it is dangerous. Direct Don’t speak loudly in the library. Reported He warned us not to speak loudly in the library. Direct Get out of the classroom. Reported The teacher ordered us to get out of the classroom. Direct I will send you an e-mail as soon as I arrive in London. Reported She promised to send me an e-mail as soon as she arrives in London. İngilizce konuşma dilinde çok kullanılan bir soru kalıbı olan what about ve how about bugünkü yazımızın konusu oldu. Her iki soru kelimesi de “ne dersin” anlamındadır. Peki, ne zaman what about ne zaman how about kullanacağız?How about konu anlatımıHerhangi bir eylem planında karşı tarafa “ne dersin” diye sormak için “how about” about + V + ingHow about kullanımında fiil ing ekini about her zaman cümlenin başında yer sunny today. How about going out?- Bugün hava güneşli. Dışarı çıkmaya ne dersin?How about going to the cinema together this weekend?- Bu hafta sonu birlikte sinemaya gitmeye ne dersin?How about cooking for me now?- Şimdi benim için yemek yapmaya ne dersin?What about konu anlatımıWhat about ne dersin anlamında olsa da, bu soru kalıbının kullanıldığı cümlelerde bir itiraz söz konusudur. Şöyle ki;Lets’s go to the cinema?- Sinemaya gidelim mi?What about my mother?- Peki, annem ne olacak?We can play tennis today- Bugün tenis oynayabilirizWhat about our lessons?- Peki, derslerimiz ne olacak?I will go to the swimming at the weekend- Hafta sonu yüzmeye gideceğimWhat about me?- Peki ben ne olacağım?Örneklerde de görüldüğü gibi teklif edilen veya planlanan bir eyleme karşı bir itiraz ifadesi about how about örnek cümlelerWhat about my computer?- Benim bilgisayarım ne olacak?What about our car?- Arabamız ne olacak?What about your exam?- Sınavın ne olacak?What about his father?- Babası ne olacak?How about eating hammburger?- Hamburger yemeye ne dersin?How about next week?- Haftaya ne dersin?How about learning English?- İngilizce öğrenmeye ne dersin?How about some ice cream?- Biraz dondurmaya ne dersin?Günlük konuşmada son derece işinize yarayacak olan how about ve what about konusunu iyi anladığınızı ve sizlere yeterince yardımcı olduğumuzu umuyoruz. Siz de how about – what about cümle kalıpları ile pratik yapın, kendi cümlelerinizi kurun…Merak ettiğiniz kelimelerin veya metinlerin anlamlarını öğrenmek için İngilizce – Türkçe sözlük sitemizi mutlaka ziyaret edin. Son Yazılar link to Türkiye 4 Köşe Nedir?Türkiye 4 Köşe Nedir?Türkiye 4 Köşe projesi kapsamında Konuşarak Öğren olarak geleceğimizi inşa eden genç neslimize karşı sorumluluk bilinciyle işe koyulduk ve Türkiye’nin dört bir yanındaki genç... link to 4. Sınıf Ünite 6 Fun with Science İngilizce Testleri ve Çözümleri

shall we ile ilgili 10 tane cümle