Elif Lam Mim Ra (Rad) suresiyle yüce olan ruhaniler ve melekler meclisine yükseldim. 58: Bi sirri havâmîmil kitâbi cemîıhâ Aleyke bi fadlin nûri yâ nûru uksimet: Kuran-i Hakim’de Hâ Mim ile başlayan bütün sürelerin sırrı hürmetine, beni her türlü nurun kaynağı olan Nur isminin fazlına ve tecellisine mahzar eyle. 59
TürkçeOkunuşlu Türkçe Mealli (Elmalılı M.Hamdi Yazır) Cami Boy (23,5 x 34 cm) 128 SAYFA 1.Hamur Şamua Kağıt FİHRİSTLİ KOD : AYFA032 Yâsin Suresi Fatiha Suresi Elif Lam Mim Ayet-el Kursi Amenerrasûlü Mülk (Tebareke) Suresi Nebe (amme) Sures
Tevhid Duası Arapça : Elif Lâm Mîm. Allâhu lâ ilâhe illâ hüvel Hayyul Kayyûmu. Ve ilâhüküm ilâhun vâhidün lâ ilâhe illâ hüver’rahmânurrahîm. Tevhid Duası Türkçe Manası Anlamı: “Allah’tan başka ilah yoktur, o, diri ve ebedi koruyucudur. Sizin ilahınız birdir, o Rahman ve Rahim olandan başka ilah yoktur.”
Buharfler yinelenmelerin sayılmaması durumunda 14 tanedir (elif, lam, re, kaf, hı, ye, ayın, sad, te, sin, he, mim, kef, nun) ve bunlar anlamı açık ve kesin (Muhkemat) olarak kabul edilirler. Arap alfabesinin kalan 11 harfi ise anlamı belirsiz ve yorumlamaya açık (Müteşabih) biçimde değerlendirilirler.
Cüzün 2. Hizbi. Rum Suresi Arapça ve Türkçe Oku. 1.Elif lâm mîm. 2.Gulibetir rûm (rûmu). 3.Fî ednâl ardı ve hum min ba’di galebihim se yaglibûn (yaglibûne). 4.Fî bıd’ı sinîn (sinîne), lillâhil emru min kablu ve min ba’du, ve yevme izin yefrahul mu’minûn (mu’minûne). 5.Bi nasrillâhi, yansuru men yeşâu, ve huvel
cash. Kur’an-ı Kerim’in doksan dokuzuncu suresi olan Zilzal suresi, Medine döneminde nazil olmuştur. İniş sırasına göre 93. suredir ve tamamı 8 ayetten oluşur. Adını, ilk ayetinin son kelimesinden alır. Zelzele suresi olarak da anılır. Birçok İslami kaynakta, Zilzal suresi duası faziletleri, anlamı, sırları ve meali ile ilgili önemli bilgiler bulunur. Bu yüzden Zilzal suresi okunuşu bilmek önemlidir. Zilzal suresi okunuşu gün içerisinde belirli zamanlarda yapılmalıdır. Bu surenin fazileti, faydaları ve yararları olduğuna inanılır. Ezberlemek ve dinlemek isteyenler için Zilzal suresi anlamı meali, Arapça yazılışı, Türkçe okunuşu, fazileti, hikmeti ve Zelzele duası dinle seçeneği hakkında bilgiler içeriğimizin devamında yer SURESİ SURESİ ARAPÇA YAZILIŞIZİLZAL SURESİ DİNLEZİLZAL SURESİ TÜRKÇE ANLAMI DİYANET MEALİRahmân ve Rahîm olan Allah’ın SURESİ NUZÜLMushaftaki sıralamada doksan dokuzuncu, iniş sırasına göre doksan üçüncü sûredir. Nisâ sûresinden sonra, Hadîd sûresinden önce Medine’de inmiştir. Mekke’de indiğine dair rivayetler de vardır bk. Şevkânî, V, 562.ZİLZAL SURESİ KONUSUSûrede kıyamet kopması sırasındaki şiddetli yer sarsıntısının ardından kıyamet gününde yaşanacak olan sıkıntı ve dehşet verici haller anlatılmaktadır; ayrıca dünyada işlenen hayır veya şerrin karşılığının âhirette ödül veya ceza olarak alınacağı SURESİ FAZİLETİSurenin fazileti hakkında rivayet edilen hadise göre bir sahabi Resûlullah’ın huzuruna gelip kendisine Kur’an okutmasını istemiş, Hz. Peygamber “elif lâm râ’”, “hâ mîm” veya tesbih kavramıyla başlayan sûrelerden okumasını söylemiş, sahâbî bunların her biri için, “Yaşım ilerlemiş, kalbim sıkıntılı hale gelmiş, dilim de kalınlaşmış” şeklinde mazeret beyan ederek kendisine özlü bir sûre okutmasını talep etmiştir. Resûl-i Ekrem ona Zilzal suresini okutmuştur. Sahâbî okumasını bitirince, “Seni hak peygamber olarak gönderen Allah’a yemin ederim ki hayatımın sonuna kadar buna başka bir şey ilâve etmeyeceğim” demiş ve oradan ayrılmıştır. Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle demiştir “Bu adam kurtuluş yolunu bulmuş, kurtuluş yolunu bulmuştur” Müsned, II, 169; [Arnaût], XI, 139-141; Ebû Dâvûd, “Şehru ramażân”, 9; İbrâhim Ali, s. 302-303, 360-361. Abdullah b. Abbas’tan rivayet edilen bir hadiste de Resûlullah, Zilzâl sûresinin Kur’an’ın yarısına, İhlâs’ın üçte birine, Kâfirûn sûresinin de dörtte birine denk geldiğini söylemiştir Tirmizî, “Feżâʾilü’l-Ḳurʾân”, 10; İbrâhim Ali, s. 360-363; Kâfirûn sûresiyle ilgili beyanın sıhhati hakkında bk. DİA, XXIV, 149. Şehâbeddin Mahmûd el-Âlûsî, Zilzâl sûresinin Kur’an’ın yarısına denk gelişini onun içerdiği hükümlerin dünyaya ve âhirete dair olmasına, sûrenin âhiret ahkâmını kısaca içermesi özelliğine bağlamıştır Rûḥu’l-meʿânî, XXX, 602. İsmâil Hakkı Bursevî Tefsîru Sûreti’z-Zelzele adıyla bir risâle kaleme almıştır Beyazıt Devlet Ktp., Genel, nr. 3507, vr. 116a-121a.ZİLZAL SURESİ TEFSİRİ KUR’AN YOLUKıyamet gününün ne kadar dehşet verici bir gün olduğu ve o sırada nelerin meydana geleceği anlatılarak insanların o gün için hazırlık yapmaları gerektiğine dikkat çekilmektedir. Başka âyetlerde anlatıldığı üzere kıyamet kopacağı gün sûrun birinci defa üflenmesiyle yerküresinde şiddetli sarsıntılar meydana gelecek ve dağlar yerlerinden kopup savrulacak, yeryüzünde yıkılmayan hiçbir şey kalmayacaktır krş. Kehf 18/47; Tâhâ 20/101-107. Çünkü “kıyamet sarsıntısı gerçekten çok büyük bir olaydır” Hac 22/1. 2. Âyette belirtilen “yerin ağırlıklarını dışarı atması” ile ne kastedildiği hususunda öne çıkan açıklamalar şunlardır a Kabirlerdeki ölülerin dirilip dışarı çıkması; b Yer altındaki madenler, gazlar, ve lâvların dışarı çıkması. Müfessirler yerin ağırlıklarını dışarı çıkarması olayının sûrun ikinci defa üflenmesiyle gerçekleşeceğini söylemişlerdir. Yerkürede meydana gelen bu dehşet verici olayları gören insan, “Ne oluyor buna!” diyerek korku ve şaşkınlığını ifade eder. Çünkü daha önce bu derecede şiddetli bir sarsıntı görülmemiştir.“O gün yer, rabbinin ona vahyettiği şekilde bütün haberlerini anlatır.” meâlindeki 4-5. âyetler başlıca üç şekilde yorumlanmıştır a Allah yere bir çeşit konuşma ve anlatma yeteneği verir, o da üzerinde olup bitenleri ve kimin ne yaptığını açık açık anlatır. Nitekim bir hadiste kıyamet gününde arzın dile gelerek konuşacağı bildirilmiştir İbn Mâce, “Zühd”, 31. b O gün Allah’ın hükmü uyarınca arz, üstünde olup bitenleri tek tek sayıp dökercesine insanların orada yaptıkları her şeyi açığa çıkarır. c Yer, o büyük sarsıntıyla âdeta dünyanın son bulduğunu ve âhiretin geldiğini haber verir Râzî, XXXII, 59. Sonuçta önemli olan arzın gerçek anlamda konuşup konuşmaması değil, dünya hayatının bittiğini ve herkesin neler yaptığını açık açık ortaya koyması ve artık orada hiçbir şeyin saklı gizli kalmayacak olmasıdır. Âyetin bunu anlatmaktan maksadı ise insanların bu gerçeği göz önüne alarak o gün arzın kendisi hakkında iyi şeyler söylemesini sağlayacak bir hayat SURESİ NE ZAMAN İNMİŞTİR?ZİLZAL SURESİ KAÇ AYET?ZİLZAL SURESİ KAÇINCI SAYFA VE CÜZDE YER ALIYOR?ZİLZAL ZELZELE SURESİ KONUSU NEYİ ANLATIYOR?Zilzâl sûresi yerin büyük bir sarsıntı ile sarsılacağı ve içindeki ağırlıkları eskāl dışarıya atacağı günü hatırlatılmakla başlar. Diğer âyetlerde sûra üfürülmekle vuku bulacağı ifade edilen bu olayın ez-Zümer 39/68 ikinci üfleyişle meydana geleceğini söylemek mümkündür. 2. âyette yer alan “eskāl” kelimesi Taberî ve İbn Kesîr’e göre yerin karnındaki kabirlerdeki ölüleri anlatır. Buna yer küresinin kendi içinde sakladığı çeşitli maden ve hazineler de eklendiği takdirde bu yer sarsıntısını birinci ve ikinci üfleyiş olarak kabul etmek gerekir. Ardından, tasvir edilen durum karşısında inkârcılar veya bütün insanlar hayrete düşüp, “Arzın bu hali nedir?” diyeceklerdir. O gün Cenâb-ı Hakk’ın ilhamıyla yer küresi, üzerinde işlenen bütün amelleri haber verecektir. Dünyada peygamberlerin tebliğlerine doğrudan veya dolaylı biçimde muhatap olan insanlar tek başlarına ve dağınık şekilde hesap yerine geleceklerdir. Zerre kadar iyilik yapan da zerre kadar kötülük yapan da karşılığını SURESİNE NEDEN BU İSİM VERİLMİŞTİR?ZİLZAL SURESİ NE ZAMAN OKUNMALI?Zilzal suresi, zaman ve mekân ayırt etmeksizin okunacak sureler suresini deprem ya da zelzele olduğunda okumalıyız gibi düşüncelere vardır; ancak sure depremden çok kıyamet gününde yaşanacak depremden çok daha büyük felaketler olacağını anlatır. Zilzal suresinin tefsirine göre; yeryüzü içindeki hazineleri dışarı çıkarması, kabirlerdeki ölülerin dirilip dışarı çıkması, yer altındaki madenler, gazlar, ve lavların dışarı çıkması gibi çok büyük olaylar meydana Enes’den ra rivayet edildiğine göre; Resulullah buyurdular ki “İzâ Zülzilet” suresi Kur’ân-ı Kerim’in dörtte birine denktir.” Tirmiziİ. Abbas’dan ra’dan rivayet edildiğine göre; Resulullah buyurdular ki “İza Zülzilet suresi Kur’ân-ı Kerim’in yarısına denktir. Kul hüvallahü ehad İhlas suresi Kur’ân-ı Kerim’in üçte birine denktir. Kul yâ eyyühe’l Kâfirün suresi de Kur’ân-ı Kerim’in dörtte birine denktir.” TirmiziZİLZAL SURESİ NE İÇİN OKUNUR, NEYE İYİ GELİR?Zilzal suresinin ne amaçlı okunabileceklerine dair bazı dini kaynaklarda belirtilenler şunlardırDüşmanların şerrinden korunmak ve onlara galip gelmek için 41 kere Zilzal suresi kimse, Zilzal suresini namaz içerisinde çok kez okumayı adet haline getirirse, Allah’u Teala o kimseye dünya servetini ihsan edeceği gibi korktuklarından da emin ve uzak kimse Cuma gecesi iki rekat namaz kılar ve onda Fatiha ve 15 kere Zilzal suresini okursa, Allah’u Teala onu kabir azabından ve kıyamet sıkıntılarından emin SURESİ DEPREM İÇİN OKUNUR MU?Zilzal suresi halk arasında deprem okunduğu zaman okunmalı gibi bir düşünce şekli olsa da surede depremden çok, ansızın bizleri yakalayacak olan kıyamet günü dehşetinin üzerinde ZELZELE SURESİ NASIL KOLAY EZBERLENİR?Kur’an-ı Kerim’de yer alan bütün surelerin kolay ezberlenmesi için bol bol tekrar yapılması gereklidir. Zilzal suresi ezberlemek isteyen bir kişi, her ayeti en az üç kere okumalı ve sesli bir şekilde tekrar yapması SURESİ ABDESTSİZ OKUNUR MU?Vakıa suresi, 79. ayette “Temizlenmiş olanlardan başkası ona el süremez.” şeklinde emredilir. Bu nedenle, cünüp olan ya da abdestsiz birisinin Kur’an-ı Kerim’e el süremeyeceği gibi herhangi bir ayeti de abdesti olmayan birisi, Kur’an-ı Kerim’e el dokundurmadan ezberinden bildiği ayet ve sureleri okuyabilir. Bu caizdir; ancak abdestsiz olan birisi Kur’an’a dokunarak Zilzal suresini okuyamaz. Ayet el-Kürsi, Fatiha ve İhlas gibi ayet ve sureleri okumak isteyen kimse, bunları dua niyetiyle okursa caizdir. Elmalılı Hamdi YAZAR, Tefsir, Vakıa 79. ayet in izahı; Celal Yıldırım, İslam fıkhı, IV/157Keza, başörtüsü olmadan da Zilzal suresi okunabilir; ancak Kur’an’a saygıdan dolayı başörtülü olmak daha SURESİ ADETLİYKEN OKUNUR MU?EZBERLEMENİZ İÇİN DİĞER SURELER VE DUALAR
Kuran-ı Kerim 3. suresi olan Âl-i imran Suresi 26. Ayet “Kulillâhumme mâlikel mulk…” Meali ve Açıklaması, Arapça-Türkçe yazılışı, okunuşu, kelime anlamıÂl-i imran Suresi Hakkında BilgiKuran-ı Kerim’in 3. suresidir. 3. Cüzde yer alır. Âl-i İmran kelimesinin anlamı İmran Ailesi anlamına gelir. Sure Medine’de nazil olmuştur. 200 ayet ve 14605 harften oluşmaktadır. Kuran-ı Kerim’de iniş sırasına göre 89. Suredir. Başındaki Huruf-u Mukatta şifreli harfler ise Elif Lam Mim’ imran 26. Ayet Açıklaması ve Diyanet TefsiriKuran-ı Kerim’de üçüncü sure olan Ali İmran Suresi 26. Ayet konusu olarak; Mülkün mutlak sahibi Allahu Teala olduğunu ve mülkünde istediği gibi tasarruf ettiğini, istediğine, istediği zaman mülkü verdiğini, aziz kıldığını, derecesini yükselttiğini ve istediğine istediği zamanda mülkünü çekip aldığını, alçaltıp, zelil kıldığını, her hayrın Allah’ın elinde olduğunu ve Allahu Teala’nın her şeye Kâdir olduğunu ifade göre “Mülk” kelimesi tefsirlerde genel anlam olarak kudret ve hakimiyet, zafer, peygamberlik, idare etme, ilim, servet, akıl, maddi ve manevi imkanlar mânalarına gelir. Bazı tefsir âlimleri bu anlamlardan birini veya birkaçını tercih ederken, bazıları âyeti bu anlamların hepsini kapsayacak şekilde YazılışıÂl-i İmran Suresi 26. Ayet ArapçaArapça OkunuşuKulillâhumme mâlikel mulki tû’til mulke men teşâu ve tenziul mulke mimmen teşâ’teşâu, ve tuizzu men teşâu ve tuzillu men teşâ’teşâu, bi yedikel hayrhayru, inneke alâ kulli şey’in kadîrkadîrun.Âl-i İmran Suresi 26. Ayet MealleriDiyanet Vakfı Meali De ki “Ey mülkün gerçek sahibi olan Allah! Sen dilediğine mülkü verirsin, dilediğinden mülkü çekip alırsın; dilediğini yüceltip aziz kılar, dilediğini alçaltıp zelil edersin. Bütün hayırlar yalnız senin elindedir. Şüphesiz sen, her şeye kâdirsinDiyanet İşleri Meali De ki “Ey mülkün gerçek sahibi olan Allahım! Mülkü dilediğine verirsin, dilediğinden çekip alırsın. Dilediğini yüceltirsin, dilediğini de alçaltırsın. Her türlü iyilik senin elindedir. Hiç kuşku yok sen her şeye kādirsin.”Elmalılı Hamdi Yazır Meali De ki “Ey mülkün sahibi Allah’ım! Sen mülkü dilediğine verirsin, dilediğinden de onu çeker alırsın, dilediğini aziz edersin, dilediğini zelil edersin. Hayır Senin elindedir. Muhakkak ki, Sen her şeye Nasuhi Bilmen Meali De ki “Ey mülkün sahibi olan Allah’ım! Sen mülkü dilediğine verirsin ve mülkü dilediğinden çeker alırsın ve dilediğini azîz edersin, dilediğini de zelil kılarsın. Hayır iyilik, Senin Yed-i Kudretindedir. Şüphe yok ki, Sen her şeye ziyâdesiyle kâdirsin.”Hayrat Neşriyat Meali Habîbim, yâ Muhammed! De ki “Ey mülkün gerçek sâhibi olan Allah! Dilediğine mülkü verirsin, dilediğinden de mülkü çeker alırsın! Hem dilediğini azîz edersin, dilediğini de zelîl kılarsın! Her hayır ancak senin elindedir! Şüphesiz ki sen, her şeye hakkıyla gücü yetensin!”Âl-i imran 26. AyetKelime Kelime Anlamıkul de, söyle allâhumme Allah’ım mâlike el mulki mülkün maliki, sahibi tû’ti el mulke mülkü verirsin men teşâu dilediğin kimseye ve tenziu el mulke ve mülkü geri alırsın mimmen min men teşâu dilediğin kimseden ve tuizzu ve aziz kılarsın men teşâu dilediğin kimseyi ve tuzillu ve zelil edersin men teşâu dilediğin kimseyi bi yedike el hayru hayır senin elinde inne-ke muhakkak ki sen alâ kulli şey’in her şeye kadîrun kaadir, kudret sahibiİlgili Diğer KonularTefsir Nedir? Tefsir Çeşitleri Âl-i İmran Suresi Tamamı Arapça-Türkçe okunuşu ve MealiÂl-i İmrân Suresi 8-9. Ayet Âl-i İmran Suresi 27. Ayet Âl-i İmran Suresi 26-27. Ayetler Anlamı ve FaziletiÂl-i İmran Suresi 26. ve 27. Ayet iniş nüzul sebebi?
Rum nedir ve Rum suresi kaç ayettir? Kuranı Kerim surelerinden Rum suresi anlamı, Rum suresi latince yazılışı Rum suresi Türkçe okunuşu bu sayfada derledik. İşte sure hakkında tüm Suresi, Kur’an-ı Kerim’in otuzuncu sûresidir. Mekke döneminde inmiştir. 60 âyettir. Fasılası, mim, nun ve vav harfleridir. İnşikak suresinden sonra nazil olmuştur. Sûre, adını ikinci âyette geçen “er-Rûm” kelimesinden almıştır. Sûrede başlıca kıyametin hâllerinden, Allah’ın kudretine ve birliğine delalet eden kevnî meseleler ile Kureyş kabilesinin İslâm’a karşı olumsuz tutumu konu Suresi latin harflerle okunuşu Bismillahirrahmanirrahim 1. Elif lam mım 2. ğulibeti’r-rum 3. Fı ednel erdı ve hüm mim ba’di ğalebihim se yağlibun 4. Fı bid’ı sinın lillahil emru min kablü ve mim ba’d ve yevmeiziy yefrahul mü’minun 5. Bi nasrillah yensuru mey yeşa’ ve hüvel azızür rahıym 6. Va’dellah la yuhlifüllahü va’dehu ve lakinne ekseran nasi la ya’lemun 7. Ya’lemune zahiram minel hayatid dünyave hüm anil ahırati hüm ğafilun 8. E ve lem yetefekkeru fı enfüsihim ma halekallahüs semavati vel erda ve ma beynehüma illa bil hakkı ve ecelim müsemma ve inne kesıram minen nasi bi likai rabbihim le kafirun 9. E ve lem yesıru fil irdı fe yenzuru keyfe kane akıbetüllezıne min kablihim kanu eşedde minhüm kuvvetev ve esarul erda ve ameruha eksera mimma ameruha ve caethüm rusülühüm bil beyyinat kanu eşedde minhüm kuvvetev ve esarul erda ve ameruha eksera mimma ameruha ve caethüm rusülühüm bil beyyinat fema kanellahü li yazlimehüm ve lakin kanu enfüsehüm yazlimun 10. Sümme kane akıbetellezıne esaüs sua en kezzebu bi ayatillahi ve kanu biha yestehziun 11. Allahü yebdeül hakka sümme yüıydühu sümme ileyhi türceun 12. Ve yevme tekumüs saatü yüblisül mücrimun 13. Ve lem yekül lehüm min şürakaihim şüfeaü ve kanu bi şürakaihim kafirın 14. Ve yevme tekumüs saatü yevmeiziy yeteferrakun 15. Fe emmellezıne amenu ve amilus salihati fe hüm fı ravdatiy yuhberun 16. Ve emmellezıne keferu ve kezzebu bi ayatina ve likail ahırati fe ülaike fil azabi muhdarun 17. Fe sübhanellahi hıyne tübsune ve hıyne tusbihun 18. Ve lehül hamdü fis semavati vel erdı ve aşiyyev ve hıyne tuzhirun 19. Yuhricül hayye minel meyyiti ve yuhricül meyyite minel hayyi ve yuhyil erda ba’de mevtiha ve kezalike tuhracun 20. Ve min ayatihı en halekaküm min türabin sümme iza entüm beşerun tenteşirun 21. Ve min ayatihı en haleka leküm min enfüsiküm ezvacel li teskünu ileyha ve ceale beyneküm meveddetev ve rahmeh inne fı zalike le ayatil li kavmiy yetefekkerun 22. Ve min ayatihı halkus semavati vel erdı vahtilafü elsinetiküm ve elvaniküm inne fı zalike le ayatil lil alimın 23. Ve min ayatihı menamüküm bil leyli ven nehari vebtiğaüküm min fadlih inne fı zalike le ayatil li kavmiy yesmeun 24. Ve min ayatihı yürıkümül berka havfev ve tameav ve yünezzilü mines semai maen fe yuhyı bihil erda ba’de mevtiha inne fı zalike le ayatil li kavmiy ya’kılun 25. Ve min ayatihı en tekumes semaü vel erdu bi emrih sümme iza deaküm da’vetem minel erdı iza entüm tahrucun 26. Ve lehu men fis semavati vel ard küllül lehu kanitun 27. Ve hüvellezı yebdeül halka sümme yüıydühu ve hüve ehvenü aleyh ve lehül meselül a’la fis semavati vel ard ve hüvel azızül hakım 28. Darabe leküm meselem min enfüsiküm hel leküm mim ma meleket eymanüküm min şürakae fı ma razaknaküm fe entüm fıhi sevaün tehafunehüm ke hıyfetiküm enfüseküm kezalike nüfassılül ayati li kavmiy ya’kılun 29. Belit tebeallezıne zalemu ehvaehüm bi ğayri ılm fe mey yehdı men edallellah ve ma lehüm min nasırın 30. Fe ekım vecheke lid dıni hanıfa fıtratellahilletı fetaran nase aleyha la tebdıle li halkıllah zaliked dınül kayyimü ve lakinne ekseran nasi la ya’lemun 31. Münıbıne ileyhi vettekuhu ve ekıymus salate ve la tekunu minel müşrikın 32. Minellezıne ferraku dınehüm ve kanu şiyea küllü hızbim bima ledeyhim ferihun 33. Ve iza messen nase durrun deav rabbehüm münıbıne ileyhi sümme iza ezakahüm minhü rahmeten iza ferıkum minhüm bi rabbihim yüşrikun 34. Li yekfüru bima ateynahüm fe temetteu fe sevfe ta’lemun 35. Em enzelna aleyhim sültanen fe hüve yetekellemü bima kanu bihı yüşrikun 36. Ve iza ezaknen nase rahmeten ferihu biha ve in tüsıbhüm seyyietüm bima kaddemet eydıhim izahüm yaknetun 37. E ve lem yerav ennellahe yebsütur rizka li mey yeşaü ve yakdir inne fı zalike le ayatil li kavmiy yü’minun 38. Fe ati zel kurba hakkahu vel miskıne vebnes sebıl zalike hayrul lillezıne yürıdune vechellahi ve ülaike hümül müflihun 39. Ve ma ateytüm mir ribel li yerbüve fı emvalin nasi fe la yerbu ındellah ve ma ateytüm min zekatin türıdune vechellahi fe ülaike hümül mud’ıfun 40. Allahüllezı halekaküm sümme razekaküm sümme yümıtüküm sümme yuhyıküm hel min şürakaiküm mey yefalü min zaliküm min şey’ sübhanelhu ve teala amma yüşrikun 41. Zaheral fesadü fil berri vel bahri bima kesebet eydin nasi li yüzikahüm ba’dallezı amilu leallehüm yarciun 42. Kul sıru fil erdı fenzuru keyfe kane akıbetüllezıne min kabl kane ekseruhüm müşrikın 43. Fe ekım vecheke lid dınil kayyimi min kabli ey ye’tiye yevmül la meradde lehu minellahi yevmeiziy yessaddeun 44. Men kefera fealeyhi küfruh ve men amile salihan fe li enfüsihim yemhedun 45. Li yecziyellezıne amenu ve amilus salihati min fadlih innehu la yühıbbül kafirın 46. Ve min ayatihı ey yürsiler riyaha mübeşşirativ ve liyüzıkaküm mir rahmetihı ve litecriyel fülkü bi emrihı ve li tebteğu min fadlihı ve lealleküm teşkürun 47. Ve le kad erselna min kablike rusülen ila kavmihim fe cauhüm bil beyyinati fentekamna minellezıne ecramu ve kane hakkan aleyna nasrul mü’minın 48. Allahüllezı yürsilür riyaha fe tüsıru sehaben fe yebsütuhu fis semai keyfe yeşaü ve yec’alühu kisefen feteral vedka yahrucü min hılalih fe iza esabe bihı mey yeşaü min ıbadihı izahüm yestebşirun 49. Ve in kanu min kabli ey yünezzele aleyhim min kablihı le müblisın 50. Fenzur ila asari rahmetillahi keyfe yuhyil erda ba’da mevtiha inne zalike le muhyil mevta ve hüve ala külli şey’in kadır 51. Ve lein erselna rıhan fe raevhü musferral lezallu mim ba’dihı yekfürun 52. Fe inneke la tüsmiul mevta ve la tüsmius summed düae iza vellev müdbirın 53. Ve ma ente bihadil umyi an dalaletihim in tüsmiu illa mey yü’minü bi ayatina fehüm müslimun 54. Allahüllezı halekaküm min da’fin sümme ceale mim ba’di kuvvetin da’fev ve şeybeh yahlüku ma yeşa’ ve hüvel alımül kadır 55. Ve yevme teumüs saatü yuksimül mücrimune ma lebisu ğayra saah kezalike kanu yü’fekun 56. Ve kalellezıne utül ılme vel ımane le kad lebistüm fı kitabillahi ila yevmil ba’si fe haza yevmül ba’si ve lakinneküm küntüm la ta’lemun 57. Fe yevmeizil la yenfeullezıne zalemu ma’ziratühüm ve la hüm yüsta’tebun 58. Ve le kad darabna lin nasi fı hazel kar’ani min külli mesel ve lein ci’tehüm bi ayatil leyekulennellezıne keferu in entüm illa mübtılun 59. Kezalike yatbeullahü ala kulubillezıne la ya’lemun 60. Fasbir inne va’dellahi hakkuv ve la yestehıffennekellezıne la Suresi Türkçe anlamı Bismillahirrahmânirrahîm 1. Elif Lâm Mîm. 2, 3, 4, 5. Rumlar, yakın bir yerde yenilgiye uğratıldılar. Onlar yenilgilerinden sonra birkaç yıl içinde galip geleceklerdir. Önce de, sonra da emir Allah’ındır. O gün Allah’ın Rumlara zafer vermesiyle mü’minler sevinecektir. Allah dilediğine yardım eder. O, mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir. 6. Allah onlara zafer konusunda bir vaadde bulunmuştur. Allah vaadinden dönmez. Fakat insanların çoğu bilmezler. 7. Onlar dünya hayatının ancak dış yönünü bilirler. Ahiret konusunda ise tamamen gaflettedirler. 8. Onlar, kendi nefislerinin yaratılış incelikleri hakkında hiç düşünmediler mi? Hem Allah gökler ile yeri ve ikisi arasındakileri ancak hak ve hikmete uygun olarak ve belirli bir süre için yaratmıştır. Şüphesiz insanların birçoğu Rablerine kavuşacaklarını inkar ediyorlar. 9. Yine onlar, yeryüzünde dolaşıp kendilerinden öncekilerin sonunun nasıl olduğuna bakmadılar mı? Onlar kendilerinden daha kuvvetli idiler. Yeryüzünü sürüp işlemişler ve orayı kendilerinin imar ettiğinden daha çok imar etmişlerdi. Onlara da peygamberleri apaçık deliller getirmişlerdi. Allah onlara asla zulmediyor değildi. Fakat onlar kendilerine zulmediyorlardı. 10. Sonra, Allah’ın âyetlerini yalanladıkları ve onlarla alay etmekte oldukları için, kötülük işleyenin sonu daha da kötü oldu. 11. Allah, başlangıçta yaratmayı yapar, sonra onu tekrar eder. Sonra da yalnız ona döndürüleceksiniz. 12. Kıyametin kopacağı günde suçlular hayal kırıklığı içinde ümitsizliğe düşeceklerdir. 13. Onların, Allah’a koştukları ortaklardan kendileri için şefaatçılar da olmayacaktır. Artık onlar ortak koştukları şeyleri de inkar ederler. 14. Kıyametin kopacağı gün, işte o gün mü’minler ve kâfirler birbirinden ayrılacaklardır. 15. İman edip salih ameller işleyenlere gelince, işte onlar cennet bahçelerinde sevindirilirler 16. İnkar edip âyetlerimizi ve ahirete kavuşmayı yalanlayanlara gelince, işte onlar azabın içine atılacaklardır. 17. Öyle ise akşama girdiğinizde, sabaha kavuştuğunuzda, Allah’ı tespih edin. 18. Göklerde ve yerde hamd O’na mahsustur. Gündüzün sonunda ve öğle vaktine girdiğinizde Allah’ı tespih edin. 19. Allah, diriyi ölüden çıkarır, ölüyü de diriden çıkarır. Ölümünden sonra yeryüzünü diriltir. Siz de mezarlarınızdan işte böyle çıkarılacaksınız. 20. Sizi topraktan yaratması, O’nun varlığının ve kudretinin delillerindendir. Sonra bir de gördünüz ki siz beşer olmuş çoğalıp yayılıyorsunuz. 21. Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de onun varlığının ve kudretinin delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır. 22. Göklerin ve yerin yaratılması, dillerinizin ve renklerinizin farklı olması da onun varlığının ve kudretinin delillerindendir. Şüphesiz bunda bilenler için elbette ibretler vardır 23. Geceleyin uyumanız ve gündüzün onun lütfundan istemeniz de O’nun varlığının ve kudretinin delillerindendir. Şüphesiz bunda işiten bir toplum için ibretler vardır. 24. Korku ve ümit kaynağı olarak şimşeği size göstermesi, gökten yağmur indirip onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesi, onun varlığının ve kudretinin delillerindendir. Şüphesiz bunda aklını kullanan bir toplum için elbette ibretler vardır. 25. Emriyle göğün ve yerin kendi düzenlerinde durması da O’nun varlığının ve kudretinin delillerindendir. Sonra sizi yerden kalkmaya bir çağırdı mı, bir de bakarsınız ki dirilmiş olarak çıkıyorsunuz. 26. Göklerde ve yerde kim varsa yalnızca O’na âittir. Hepsi O’na boyun eğmektedirler. 27. O, başlangıçta yaratmayı yapan, sonra onu tekrarlayacak olandır. Bu O’na göre ilk yaratmadan daha kolaydır. Göklerde ve yerde en yüce ve eşsiz sıfatlar O’nundur. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. 28. Allah size kendinizden şöyle bir örnek getirdi Kölelerinizden, verdiğimiz rızıklarda sizinle eşit haklara sahip olan ve birbirinizden çekindiğiniz gibi kendilerinden çekindiğiniz ortaklarınız var mı? Düşünen bir topluluk için âyetleri böyle ayrı ayrı açıklıyoruz. 29. Fakat, zulmedenler bilgisizce nefislerinin arzularına uydular. Allah’ın bu şekilde saptırdığı kimseleri kim doğru yola iletir? Onların hiçbir yardımcıları yoktur. 30. Hakka yönelen bir kimse olarak yüzünü dine çevir. Allah’ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata5 sımsıkı tutun. Allah’ın yaratmasında hiçbir değiştirme İşte bu dosdoğru dindir. Fakat insanların çoğu bilmezler. 31, 32. Allah’a yönelmiş kimseler olarak yüzünüzü hak dine çevirin, O’na karşı gelmekten sakının, namazı dosdoğru kılın ve müşriklerden; dinlerini darmadağınık edip grup grup olan kimselerden olmayın. Ki onlardan her bir grup kendi katındaki dinî anlayış ile sevinip böbürlenmektedir. 33. İnsanlara bir zarar dokunduğu zaman, Rablerine yönelerek ona dua ederler. Sonra Allah onlara kendinden bir rahmet tattırınca da, bir bakarsın ki içlerinden bir grup, Rablerine ortak koşuyorlar. 34. Kendilerine verdiğimiz nimetleri inkar etsinler bakalım! Haydi şimdilik yararlanın, ama yakında bileceksiniz. 35. Yoksa biz kendilerine bir delil mi indirdik de o, Allah’a ortak koşmaları konusunda isabetli olduklarını söylüyor? 36. İnsanlara bir rahmet tattırdığımız zaman ona sevinirler. Eğer kendi işledikleri şeyler sebebiyle başlarına bir kötülük gelirse, bir de bakarsın ki ümitsizliğe düşerler. 37. Allah’ın, rızkı dilediğine bol verdiğini ve dilediğine kıstığını görmediler mi? Bunda inanan bir toplum için elbette ibretler vardır. 38. Öyle ise akrabaya, yoksula, ve yolcuya hakkını ver. Bu, Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak isteyenler için daha hayırlıdır. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir. 39. İnsanların malları içinde artsın diye faizle her ne verirseniz, Allah katında artmaz. Ama Allah’ın hoşnutluğunu isteyerek her ne zekat verirseniz; işte bunu yapanlar sevaplarını kat kat arttıranlardır. 40. Allah, sizi yaratan, sonra size rızık veren, sonra sizi öldürecek ve daha sonra da diriltecek olandır. Allah’a koştuğunuz ortaklardan, bunlardan herhangi bir şeyi yapabilen var mı? O, onların ortak koştuklarından uzaktır, yücedir. 41. İnsanların kendi işledikleri kötülükler sebebiyle karada ve denizde bozulma ortaya çıkmıştır. Dönmeleri için Allah, yaptıklarının bazı kötü sonuçlarını dünyada onlara tattıracaktır. 42. De ki “Yeryüzünde dolaşın da önceki milletlerin sonlarının nasıl olduğuna bakın.” Onların çoğu Allah’a ortak koşan kimselerdi. 43. Allah tarafından, geri çevrilmesi olmayan bir gün gelmeden önce yüzünü dosdoğru dine çevir. O gün insanlar bölük bölük ayrılacaklardır. 44. Kim inkâr ederse, inkarı kendi aleyhinedir. Kimler de salih amel işlerse, ancak kendileri için cennette yer hazırlarlar. 45. Bu hazırlığı Allah’ın; iman edip salih amel işleyenleri kendi lütfundan mükafatlandırması için yaparlar. Şüphesiz o inkâr edenleri sevmez. 46. Rüzgarları, yağmurun müjdecileri olarak göndermesi, Allah’ın varlık ve kudretinin delillerindendir. O bunu, size rahmetinden tattırmak, emriyle gemilerin yol alması, onun lütfundan rızkınızı aramanız ve şükretmeniz için yapar. 47. Andolsun, senden önce biz nice peygamberleri kendi kavimlerine gönderdik. Peygamberler onlara apaçık mucizeler getirdiler. Biz de suç işleyenlerden intikam aldık. Mü’minlere yardım etmek ise üzerimizde bir haktır. 48. Allah rüzgarları gönderendir. Onlar da bulutları harekete geçirir. Allah onları dilediği gibi, bazen yayar ve bazen yoğunlaştırır. Nihayet yağmurun onların arasından çıktığını görürsün. Onu kullarından dilediklerine uğrattığı zaman bir de bakarsın sevinirler. 49. Oysa onlar daha önce kendilerine yağmur yağdırılmadan evvel kesin bir ümitsizliğe kapılmışlardı. 50. Allah’ın rahmetinin eserlerine bak! Yeryüzünü ölümünden sonra nasıl diriltiyor. Şüphe yok ki, o ölüleri de elbette diriltecektir. O her şeye hakkıyla gücü yetendir. 51. Andolsun, eğer ekinlerine zararlı bir rüzgar göndersek de o ekini sararmış görseler, ardından mutlaka nankörlük etmeye başlarlar. 52. Şüphesiz, sen ölülere işittiremezsin. Dönüp gittikleri zaman çağrıyı sağırlara da işittiremezsin. 53. Sen körleri sapkınlıklarından çıkarıp doğru yola iletemezsin. Sen çağrını ancak, âyetlerimize inanıp müslüman olan kimselere işittirebilirsin. 54. Allah, sizi güçsüz olarak yaratan, sonra güçsüzlüğün ardından bir güç veren, sonra gücün ardından bir güçsüzlük ve yaşlılık verendir. O dilediğini yaratır. O hakkıyla bilendir, hakkıyla kudret sahibidir. 55. Kıyametin kopacağı gün suçlular, dünyada bir andan fazla kalmadıklarına yemin ederler. Onlar dünyada haktan işte böyle döndürülüyorlardı. 56. Kendilerine ilim ve iman verilmiş olanlar ise onlara şöyle diyeceklerdir “Andolsun, siz, Allah’ın yazısına göre, yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu yeniden dirilme günüdür. Fakat siz bilmiyordunuz.” 57. O gün zulmedenlere mazeretleri fayda sağlamaz, Allah’ı razı edecek amelleri işleme istekleri de kabul edilmez. 58. Andolsun, biz bu Kur’an’da insanlara her türlü misali verdik. Andolsun, eğer sen onlara bir âyet getirsen, inkâr edenler mutlaka, “Siz ancak asılsız şeyler uyduranlarsınız” derler. 59. Allah, bilmeyenlerin kalplerini işte böyle mühürler. 60. Sabret. Şüphesiz, Allah’ın va’di gerçektir. Kesin imana sahip olmayanlar sakın seni gevşekliğe ve tedirginliğe Suresi dinle
KÜNYE HAKKIMIZDA HARİTA YASAL ARA İLETİŞİM ANASAYFA VİDEOLAR “Elif Lam Mim” Nedir, Ne Anlama Gelir? Prof. Dr. Ömer Çelik, Bakara suresinin 1. ayetinin tefsirini yapıyor. “Elif, Lâm, Mîm” nedir, en anlama gelir? “Elif, Lâm, Mîm”in fazileti ve şifreleri... BAKARA SURESİNİN 1. AYETİNİN TEFSİRİ Rahmân Rahîm Allah’ın ismiyle. 1. Elif. Lâm. Mîm. “Elif. Lâm. Mîm.”, tefsir ilminde “hurûf-i mukattaa” diye bilinen ve “ayrı ayrı okunan harfler”dir. Kur’ân-ı Kerîm’in yirmi dokuz sûresine bu harflerle başlanır. Bazıları sûre başlarında müstakil bir âyet iken, bazıları da âyetin bir bölümüdür. Buradakiler ise müstakil bir âyettir. Bu harfler, Kur’an’ın müteşâbih âyetlerindendir. Müteşâbih, birden çok mâna ifade etmesi sebebiyle hangisinin kastedildiği okuyanların çoğu tarafından tam olarak anlaşılamayan âyetlere denir. Bu harflerin mâhiyeti ve hangi mânaya geldiği hususunda pek çok görüş bulunmaktadır. Bunlar arasında tercih edilen görüşler şunlardır Bu harfler, Kur’ân-ı Kerîm’in Allah kelâmı olduğuna inanmayanlara meydan okumak için bazı sûrelerin başına getirilmiş ve âdetâ şu mâna kastedilmiştir “Kur’an-ı Kerîm, şu gördüğünüz ve işittiğiniz harflerden oluşan kelime ve cümlelerden meydana gelmektedir. Siz bu harfleri biliyorsunuz. O halde gücünüz yetiyorsa haydi siz de bu harfleri kullanarak Kur’an’a benzer bir kitap ortaya koyun!” HURUF-İ MUKATTAA NEDİR? Hurûf-i mukattaa, Allah ve Resûlü arasında husûsî şifrelerdir. Mânasını ancak Allah ve Resûlü bilir. Cenab-ı Hak, tek tek okunan bu harflerle muhatapların dikkatlerini çekerek, bir an için her işi bırakıp vahyedilen muazzam ilâhî hakikatleri can kulağıyla dinlemelerini temin etmektedir. Başında bulundukları sûrelerin muhtevalarına dikkat çekmek üzere Allah Teâlâ bu harflerle yemin etmektedir. Kaynak Prof. Dr. Ömer Çelik, Hakk’ın Daveti Kur’an-ı Kerim Meali ve Tefsiri, Erkam Yayınları İslam ve İhsan PAYLAŞ İslam ve İhsan İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de “Allâh katında dîn İslâm’dır …” Âl-i İmrân, 19 buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan böyle bir dîn aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” Âl-i İmrân, 85 ... Peygamber Efendimiz Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret hac etmendir” buyurdular. “İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular. İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16 Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir. Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” Muvatta’, Kader, 3. Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir. Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307 Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” er-Rad, 28 Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir. İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal ilm-i hâl sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır. İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz. Erkam Medya © islam&ihsan 2013 - 2022 altında yayınlanan yazıların tüm hakları mahfuzdur. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi yazıların tamamı izinsiz kullanılamaz.
İsmi Azam Duası Türkçe Yazılışı ve Arapça Okunuşu İsmi Azam duasının Türkçe yazılışı ve Arapça okunuşu şöyledir; Bismillahirrahmanirrahim Allahümme inni eselüke bi enni Lekel hamdü la ilahe illa entel Mennanu, ya Hannanu ya Mennanu, ya Bediassemavati vel ardi ya Zel Celali Vel İkram. Ya Hayyu Ya Kayyum. La ilahe illa ente subhaneke inni küntü minezzalimin. Allahümme inni eselüke bi enni Eşhedü enneke entel La ilahe illa entel ehadüs Samedüllezi lem yelid ve lem yuled ve lem yekun lehu küfüven ehad. Elif lam mim Allahu La İlahe İlla Hüvel Hayyül Kayyum. Ve ilahuküm ilahun Vahidun La ilahe illa Hüver'Rahmanür'Rahiym. Ya Zel Celali Vel İkram. Ya Erhamer'Rahimiyn. Allahümme inni eselüke bi enni entAllahu La ilahe illa entel Vahidül Ehadül Ferdül Samedüllezi lem yelid ve lem yuled ve lem yekun lehu küfüven ehad. La ilahe illallahu vahdehu la şeriyke leh lehül mülkü ve Lehül hamdü ve hüve ala külli şeyin Kadir. La ilahe illallahu vela Havle ve la kuvvete illa billahil Aliyyül Azim. Eselüke bismikel eazzel ecellil Ekrem. Rabbi, Rabbi, Rabbi, Ya Rabbi, Ya Rabbi, Ya Rabbi La ilahe illallahu vahdehu la şeriyke leh lehül mülkü ve Lehül hamdü ve hüve ala külli şeyin Kadir. Elhamdülillahi ve Subhanallahi Velhamdülillahi Vela İlahe İllallahu Vallahu Ekber. Vela Havle Vela Kuvvete İlla Billahil Aliyyül Azim. İsmi Azam Duasının Anlamı İsmi Azam duasının anlamı şöyledir; Allahtan başka ilah yoktur. Ancak Celil ve Cebbar olan O' dur. O'ndan başka ilah yoktur. Ancak O btün kullarının hallerine vakıf olan ve kusurlarını örtendir. Allahtan başka ilah yoktur. Gece ile gündüzü yaratan O'dur. Allahtan başka ilah yoktur. Tektir şeriki yoktur. Tektir ve birdir. Biz O'na Hamdü sena ederiz. Allahtan başka ilah yoktur. Ancak Allah vardır. O' tektir ortağı yoktur. Tek bir Allahtır. Biz O'na ibadet ederiz. Biz O'na Şükrederiz. Muhammedi O'nun Rasulüdür. Hay ve Kayyum O'dur. Allahın rahmeti mahlukatın en hayırlısı olan Muhammedin ve Ashabının hepsinin üzerine olsun. Şehadet ederim ki Sen hem Rabbimiz hem de Halikimizsin. Allahım beni mağfiret eyle. Ey Allah, Ey Allah, Ey Allah Rahmetinle beni yargıla Şüphesiz ki Sen merhamet edenlerin en merhametlisisin. İsmi Azam Duasının Faziletleri ve Faydaları İsmi Azam duası içerisinde Esmaül hüsna olan ve Esmaül hüsna arasında İsmi Azamın olduğu kuvvetle bilinen Allahu Tealanın isimlerinin yer aldığı bir duadır. İsmi Azam Hazreti Peygamberin tam olarak bildirmediği ve bildirmeyişinin nedeni ise duaların İsmi Azam vesilesiyle çok çabuk kabul olmasından bu özelliği insanların kötü durumlar için de kullanmaya meyilinden kaynaklanmaktadır. Alimler Esmaül hüsna içerisinde bulunan İsmi Azam olması yüksek olarak gördükleri Esmaları İsmi Azam duasında bir araya getirerek bildirmişlerdir. Bu duanın en önemli hikmeti ve faydası ise duaların kısa zamanda kabul olmasına vesile olmasıdır. İsmi Azam duasının okunmasında iyi niyetli ve edilecek duaların herkesin hayrına olmasına niyet etmek çok faziletli olmaktadır.
elif lam mim duası türkçe yazılışı