Konservatuvarlarıbünyesindeki bir liseyi bitirdikten sonra öğrenimine iki yıldan fazla ara vermemi olanlarda bu art aranmaz.) b) Giri sınavının 1. aamasında (Baraj Sınavı) adayların müzikal duyu, kavrayı ve hafızasını, fizik yapısını, sahip olması gereken temel bilgi ve becerilerini belirlemek üzere sınav komisyonu Onun rakipleri sadece Türkiye’deki sınavlardan yüksek puan alan çocuklar olmayacak dünyadaki yaşıtı olan herkes olacak unutma. Kapıkule’den sonra Türkiye’deki en iyi üniversiteyi, en iyi liseyi kimse tanımaz ama 21.yüzyıl yetkinlikleri ve becerileri olan soru değil sorun çözen bir bireyi herkes talep eder. Çankırı'da yaşayan 53 yaşındaki Ali Bülent Dereli, liseyi bitirdikten 37 yıl sonra üniversiteli oldu.. Lisenin ardından maddi imkansızlıklar nedeniyle eğitimini sürdüremeyen Dereli, bu yıl girdiği Yükseköğretime Geçiş Sınavı'nda (YGS) başarılı oldu. Çankırı Karatekin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi yetenek sınavına giren Dereli, bu sınavda da başarı Tekrar Lise Okumak Mümkün mü? Liseyi bitirdikten yıllar sonra insan tekrar eski günleri canlandırmak ister. Liseyi okurken memnun olmadığımız, daha sonra değiştirmek istediğimiz lise alanları değiştirmek mümkün müdür? Üniversite tercihlerini yaparken ya da başka nedenlerle tekrar liseyi okuma isteğimiz olmaktadır. Ekonomik ve akademik sistemler çok daha farklıydı. Meslekler açısından baktığımızda babadan oğula ömür boyu süren iş dalları görüyoruz. Bu yazıda eğitim derken, hem eğitim, hem öğretimi kastediyorum. Modern çağda oldukça uzun ve dal olarak çeşitli eğitim sistemleri var. Çok sayıda okul ve seçenek var. Bazı cash. 11 Türkiye artık bir üniversite mezunu çöplüğüne döndü. Belli başlı üniversitelerin belli başlı bölümleri dışında, okulu bitirdikten sonra bölümünüzle alakalı düzgün bir iş yapmak imkansıza yakın. Ya kendinizi öne çıkartacak nitelikleriniz olacak birden fazla yabancı dil ya da okurken aynı zamanda çalışıp iş hayatına girdiğinizde tecrübesiz olmamak gibi ya da iyi yerlerde tanıdıklarınız olacak, size iş bulacaklar. Bu yukarıdakiler yoksa meslek lisesi okumak, meslek lisesinden sonra dikey geçişle 2 yıllık yüksekokul okumak hayatınızı kurtarabilir. Bir üniversitede 4 yıllık bir yabancı dil bölümü mezunuyum, 6 yıldır da çalışıyorum ama işimle alakasız bir alanda vasat bir ücretle çalışıyorum. 2 yıllık önlisans bölümü okuyup, fabrikalarda tekniker olarak çalışsaydım çok daha iyi şartlarda, çok daha iyi bir maaşla çalışabilirdim. 2 yıllık üniversite mezunu olan abimden biliyorum. Benim yabancı dilim var, onun yok, ben 4 yıllık mezunuyum, o 2 yıllık mezunu ve benden daha çok kazanıyor, daha çok yan hakları var. Türkiye'de ara eleman eksikliği var, halihazırda az olan ara eleman da niteliksiz. Türkiye gibi sanayisi montaj üzerine olan bir ülkede ara eleman olarak teknisyen, tekniker vs çalışıp, cebinize de B1-B2 seviyesinde İngilizce koyarsanız sırtınız yere gelmez. Belli bir süre çalıştıktan sonra açıktan bölümünüzü 4 yıllığa tamamlamanın yollarını ararsınız, bu sayede çalıştığınız sektörlerde, fabrikalarda yönetici pozisyonlarına da gelebilirsiniz. Fakat Türkiye'de kıymeti olmayan fen edebiyat, İİBF, sürüsüne bereket mühendislik bölümlerinden birinde, üstelik ortalama bir üniversiteden mezun olursanız işsizler ordusuna hoşgelmişsiniz demektir. 12 Ne alaka berbat üniversite? Meslek lisesinde teknik ve meslek dal ayrımı var, eğer teknik dalına giderse yine aynı matematik, fizik, kimya görüyor. Evet biraz daha 0'dan öğreniyorsun fakat boş yapmışsın. YouTube'a gir bak binlerce adam meslek lisesi mezunu adamlar 200k sıralamalar yapıyorlar. Ha ama haklısın meslek lisesi hayatından bayağı zaman alır. Tavsiyeniz nedir sizce geçmeli miyim? Türkiye artık bir üniversite mezunu çöplüğüne döndü. Belli başlı üniversitelerin belli başlı bölümleri dışında, okulu bitirdikten sonra bölümünüzle alakalı düzgün bir iş yapmak imkansıza yakın. Ya kendinizi öne çıkartacak nitelikleriniz olacak birden fazla yabancı dil ya da okurken aynı zamanda çalışıp iş hayatına girdiğinizde tecrübesiz olmamak gibi ya da iyi yerlerde tanıdıklarınız olacak, size iş bulacaklar. Bu yukarıdakiler yoksa meslek lisesi okumak, meslek lisesinden sonra dikey geçişle 2 yıllık yüksekokul okumak hayatınızı kurtarabilir. Bir üniversitede 4 yıllık bir yabancı dil bölümü mezunuyum, 6 yıldır da çalışıyorum ama işimle alakasız bir alanda vasat bir ücretle çalışıyorum. 2 yıllık önlisans bölümü okuyup, fabrikalarda tekniker olarak çalışsaydım çok daha iyi şartlarda, çok daha iyi bir maaşla çalışabilirdim. 2 yıllık üniversite mezunu olan abimden biliyorum. Benim yabancı dilim var, onun yok, ben 4 yıllık mezunuyum, o 2 yıllık mezunu ve benden daha çok kazanıyor, daha çok yan hakları var. Türkiye'de ara eleman eksikliği var, halihazırda az olan ara eleman da niteliksiz. Türkiye gibi sanayisi montaj üzerine olan bir ülkede ara eleman olarak teknisyen, tekniker vs çalışıp, cebinize de B1-B2 seviyesinde İngilizce koyarsanız sırtınız yere gelmez. Belli bir süre çalıştıktan sonra açıktan bölümünüzü 4 yıllığa tamamlamanın yollarını ararsınız, bu sayede çalıştığınız sektörlerde, fabrikalarda yönetici pozisyonlarına da gelebilirsiniz. Fakat Türkiye'de kıymeti olmayan fen edebiyat, İİBF, sürüsüne bereket mühendislik bölümlerinden birinde, üstelik ortalama bir üniversiteden mezun olursanız işsizler ordusuna hoşgelmişsiniz demektir. teşekkür ederim sizin tavsiyeniz meslek lisesine geçme ve ingilizce öğrenme yolunda mı ? 13 teşekkür ederim sizin tavsiyeniz meslek lisesine geçme ve ingilizce öğrenme yolunda mı ? Bu tabii bir rehber danışman, aileyle görüşme neticesinde uzunca düşünerek alınacak bir karar. Fakat şimdiki aklım olsa, ülkenin en iyi 5-6 üniversitesinden birinde ve geçerliliği olan bölümlerden birinde okumuyorsam, kendimi nitelikli ara eleman olacak şekilde yetiştirmek isterdim. Bunun yolu da meslek lisesi, sonrasında meslek yüksek okulu şeklinde mümkün. Fakat meslek liseleri gerçekten de okumakla işi olmayan insan yuvaları Türkiye'de. Hiçbir geleceği olmayan o insanların arasında onlarla takılırsanız siz de onlara benzersiniz. Öğrenmeye, oradan bir şeyler kapmaya bakmanız lazım. Lise bittikten sonra da yüksekokul, İngilizce'nizi geliştirebileceğiniz yollar, stajlar kovalamanız gerek. 14 Bu tabii bir rehber danışman, aileyle görüşme neticesinde uzunca düşünerek alınacak bir karar. Fakat şimdiki aklım olsa, ülkenin en iyi 5-6 üniversitesinden birinde ve geçerliliği olan bölümlerden birinde okumuyorsam, kendimi nitelikli ara eleman olacak şekilde yetiştirmek isterdim. Bunun yolu da meslek lisesi, sonrasında meslek yüksek okulu şeklinde mümkün. Fakat meslek liseleri gerçekten de okumakla işi olmayan insan yuvaları Türkiye'de. Hiçbir geleceği olmayan o insanların arasında onlarla takılırsanız siz de onlara benzersiniz. Öğrenmeye, oradan bir şeyler kapmaya bakmanız lazım. Lise bittikten sonra da yüksekokul, İngilizce'nizi geliştirebileceğiniz yollar, stajlar kovalamanız gerek. Teşekkür ederim 15 Tavsiyeniz nedir sizce geçmeli miyim? Teşekkür ederim sizin tavsiyeniz meslek lisesine geçme ve İngilizce öğrenme yolunda mı? Bence geç yani ben geç dediysem de hemen geçme kendin nasıl istiyorsan öyle yap ama şahsen meslek öğrenmek bir tık daha iyi gibi 16 Bence geç yani ben geç dediysem de hemen geçme kendin nasıl istiyorsan öyle yap ama şahsen meslek öğrenmek bir tık daha iyi gibi teşekkür ederim zaten derslerim kötü belki orası daha iyi olur benim için 1 Arkadaşlar ilk önce ben liseye yeni geçtim ve bana meslek lisesinde çok zorlanırsın yapamazsın diyorlar. Bende anadolu liselerine geçmek istiyorum ve bana uygun şuan bir anadolu lisesi yok. Eğer yılsonu notumu yüksek tutarsam 350'lik 360'lık liselere gidebilir miyim? TEOG puanım 309. Bu arada teknolojiyle çok ilgilenirim ve ben adalet bölümü istiyorum ve bana meslek lisesinden direk avukat olamazsın diyorlar. 2 Adalet alanını bitirdikten sonra ; zabit katibi olarak adliyelerde memur olmak için kpss sınavında 70 puan üstü almanın dışında 3 dakikada yanlışsız 90 kelime klavye ile yazı yazmak gerekmekte ve mülakatta elenmemeniz gerekli. Zabit katibi olmanın özel şartlarında “Fakülte veya yüksekokulların bilgisayar bölümü, adalet meslek yüksekokulları, meslek yüksekokullarının adalet bölümü, adalet önlisans programı, adalet meslek lisesi veya diğer lise ya da dengi okulların ticaret veya bilgisayar bölümlerinden mezun olmak. Bu maddede sayılan öğretim kurumlarının dışında mezun olanlardan daktilo veya bilgisayar sertifikası istenecektir. ” vardır. - Adalet alanını bitirdikten sonra ; İnfaz Koruma Memuru Gardiyan olabilmek için ise yine kpss sınavına girip 70 puan üstü almanız lise ve üstü mezunlarının da girebileceği bu sınavdan sonra sözlü sınavda İlgilinin atanacağı kadronun gerektirdiği mesleki bilgi tespit edilirken; genel hukuk, infaz mevzuatı ve ceza infaz kurumu idaresine ilişkin konuların birinden veya birkaçından soru sorulacaktır. Nihaî başarı listesi, adayların merkezî sınav, sözlü sınav ve mülâkatta aldıkları puanların aritmetik ortalamasına göre başarı listesi en yüksek puan alan adaydan başlamak üzere sıralanacaktır. Sözlü sınav ve mülâkatta başarılı olmak kaydıyla hukuk fakültesi veya adalet meslek yüksek okulu mezunları kendi aralarında sıralanacak, diğer bölüm mezunları bunları takiben sıralanacaktır. - Adalet alanını bitirdikten sonra ; 2 yıllık Adalet Önlisans programlarını yani Adalet meslek yüksek okullarını tercih ettiğinizde sınavsız geçiş hakkınzı vardır.. Bu önlisans programını bitirdikten sonra icra müdür ve yardımcısı olarak atanmak için aranan şartlarda “ Hukuk fakültesi, Adalet Meslek Yüksek Okulu, meslek yüksek okullarının adalet bölümü veya Adalet Meslek Eğitimi ön lisans programı mezunu olmak, öğrenim yabancı ülkede yapılmış ise denklik belgesi almış olmak,” vardır. Bu bölüm mezunları yazılı ve sözlü sınavlara girebilirler. - Adalet alanını bitirdikten sonra ; Adalet Meslek Yüksek okullarından mezun olursanız. Dikey geçiş sınavı ile hukuk fakültelerinden lisans tamamlayarak avukat ,yargıç ve savcı olabilrsiniz. - Adalet alanını bitirdikten sonra ; yüksek seçim ve seçim kurulları ile noterlikler, hukuk ve avukatlık büroları, bankalar,özel güvenlik şirketleri ve sigorta şirketleri ile kamu ve özel kurumların hukuk ile ilgili birimlerde de iş bulabilirsiniz. - Zabıt kâtibi ile infaz ve koruma personeli olarak görev yapan memurlar; kurumlarının meslek eğitim merkezlerinde hizmet içi eğitim faaliyetlerine katılarak görevde yükselme eğitimi sonunda başarılı oldukları takdirde ve diğer şartları da taşımaları koşuluyla zabıt kâtibi ise şef, yazı işleri müdürü, şube müdürü ve idare müdürü; infaz ve koruma memuru ise infaz ve koruma başmemuru, idare memuru ve çalıştığı kurumun müdür yardımcısı veya müdürü olabilmektedir. Meslek lisesinden sonra kazanırsan avukat olabilirsin. saçma eylem. bunlara inanıp da sakın gidip okumamazlik etmeyin gençler. bu ülkede hiçbir şey öyle düz mantıkla düşünülemez. hadi avrupa'da olsa tamam, çalıştığının hakkını misliyle alırsın, çalışarak bir şeyler elde edersin. ama bu ülkede "yok mağaza müdürü olurum, yok şöyle yükselirim" gibi hayallere kapılmayın. gidin adamakıllı üniversite okuyun. zaten ilerde ister istemez bu kapitalist sistemin çarklarına dahil olacaksınız, genç yaşta çalışıp da bir şey elde edeceğinizi düşünüyorsanız bu ülkede, yanılıyorsunuz. hem sonra mağaza müdürü olsan ne olacak, bir garantin var mı gelecekte hep o mesleği yapacağına dair? hep mağaza müdürü mü olacaksın? elinizde garanti olacak bir diplomanız olsun, bu ülke ne abd ne avrupa gibi değil. en kötü bir lisans diplomanız olsun, size bir abi yine işsizler saldırmış. ulan üniversitenin öneminden bahsettiysek, gidip de dağ başındaki ne olduğu bellisiz okullarda bölümlerde okumaktan bahsetmedik. nerenizle okuyosunuz anlamıyorum ki? adamakıllı bölümlerden sayılı üniversitelerden bahsediyoruz burda, yoksa ülkede önüne gelen üni mezunu zaten. amma tatava yaptınız he. herif inşaat mühendisliği okumuş gelip "iş bulamıyorum" diyor heralde bulamazsın aq ülkede sanki az vardı ya inşaat mühendisi. tövbe est.. hayır bile bile işsiz kalacağınız bölümleri okuyosunuz ondan sonra okumayı herifler özel sektörde müdürlük şöyle güzel falan demişler. ulan neyin müdürü lan!! müdürlük diye bir kadro mu var? adı müdür aq. garantin mi var özelde? yarın birgün işten çıkarırlar elinde diploma da yok ben müdürüm mü diceksin. her mağazada çalışan müdür zaten. sanki bana sınavla atanıyorlar da gelmişler özelde müdürlükten bahsediyorlar. bildiğin özelde çalışan diğer herkes gibi ücretli çalışansin işte. adına "müdür" deyince farklı mı oluyor? üniversite okusan da götünden kan alacaklar, okumasan da götünden kan alacaklar. ne bok yerseniz yiyin, herrrr türlü hakkınızı yiyecekler. zaten emeklilik yaşı olmuş 1000, boş verin çalışmayın. okursanız da kredi almayın, gençliğinizi şunu da unutmayın, sizin bu seçeneklere mecbur kalmanızın nedenleri arasında; benim zamanımın bilinçsiz ebeveynleri ve eğitimcileri, anlamsız ve aptalca hükümet politikaları dahilinde mannntarrr gibi üniversite açılması ve eğitimde kalitenin ne hikmetse! düşürülmesi var. buna göre değerlendirin, 2 sene sonra da sandığa gidin. çünkü başlığın kendisi içler acısı, ilk entry'nin mantıklı gelmesi ve doğru olması iç karartıcıdır. hayatınızı çalanları iyi düşünün, iyi belleyin hafızalarınızda. mağazada çalışmak mantıklı bir hareket değildir. meslek sahibi olacağınız işe başlıktan hareketle yapmayın böyle bölüm önemli olmakla birlikte tabi ki ilk mezun olduğunuzda gel 10 k maaş işe başla diyen olmayacak ama belli bir zaman sonrası siz seçeceksiniz maaşınızı. mağazada tezgahtar oldun e ne olacak 20 sene sonra yine aynı iş. patronum akrabası gelecek senin müdürün olarak işe başlayacak. lise 1. sınıfa 1997-1998 eğitim dönemi ilk geçtiğimde fizik öğretmenimiz sınıf hocamızdı. derse ilk girdiğinde kendini tanıttıktan sonra ilk sorduğu soru kimler 2 yıllık oldu. 5-6 kişi elini kaldırdı. daha sonraki sorusu, kimler ortaokulu zar zor bitirdi dedi. yine birkaç kişi elini kaldırdı. sonra dedi ki; “bakın çocuklar eğitim almak güzel bir şey, elbette ki hepinizin okumaya hakkı var ama liseyi bitirip, ondan sonrasında üniversitede başarılı bir öğretim hayatı gösteremeyecekseniz, size tavsiyem şimdiden gidin bir yerde çalışmaya başlayın. aksi halde liseyi ya da üniversiteyi bitirdikten sonra, mavi yakalı bir işte çalışmayı gururunuza yediremezsiniz ve senelerce işsiz kalırsınız. herkesin bir potansiyeli var. herkes doktor, avukat, mühendis, öğretmen ya da diğer öğrenim gerektiren mesleklerden biri olamaz. şu an kaderinizi değiştirebileceğiniz andır. boşu boşuna hayatınızdan çalmayın” demişti. o kadar haklıymış ki… ülkenin şu an geldiği noktaya bakınca gerçekten hak veriyorum. toplumumuzda üniversite okuyan herkes çok iyi yerlerde, çok iyi maaşlarla işe girmenin hayalinde. ama ne yazık ki öyle bir dünya yok. şu an çoğu üniversite mezunu bir mağazada ya da farklı bir alt meslek mavi yaka grubunda çalışmayı kabul etmiyor. halbuki ortalık gerçek manada bu işi yapacak işçilerin arayışında, çoğu iş yeri çalışacak personel bulmakta ciddi problemler yaşıyor. çünkü türk gençleri maalesef bir oto tamircisinde, bir markette, bir temizlik işinde çalışmayı gururuna yediremiyor. bu kadar bilinçsizce bir düşünce tarzı yok. ülkenin zaten durumu ortada. üniversite mezunlarına yetecek kadar beyaz yakalı iş olanağı yok. bunu artık oturup tüm gün, sağda solda “20 yaşındayım ama kendimi 60 yaşında gibi hissediyorum” şeklinde ümitsizliklerle geçmez hayat. ananız babanız bir yere kadar bakar size. ya sonrası? o yüzden gurur yapmayın ve kendi paranızı kazanabileceğiniz meslekler bulun. çok yakın bir arkadaşımın yaptığı eylemdir. bakmayın bu oku vs muhabbeti yapan dallanmalara. türkiyede üç beş sayılı üniversite dışında pek gerek yok aslında okumaya. liseden mezun olur olmaz, hatta bir sene önceden falan mağazada çalışmaya başlamak sizi öne üniversite 4. sınıftayken bu arkadaşım mağaza müdürü oldu çalıştığı yerde. büyük giyim firmalarından biri adını okulu uzattım goygoy, yaşıyoruz bu hayatı, üniversiteliyiz vs. muhabbetine. adam bir sene tecrübeli mağaza müdürüydü. işine çok kısa sürede hakim olmuştu. çalışanlarla arası çok iyiydi. ben mezun oldum. yarrak gibi bir maaşla mühendis adı altında istihdam edildim vs. bu arkadaş o sene bitmeden, bölge müdürü birimle araba aldı, ev kurdu vs. ben ay sonunu nasıl getirirm öyle sadece okumak için okuyacaksanız, okumayın. azimli bir insansanız, kısa sürede yüksebilirsiniz. mağaza çalışma koşullarından haberiniz yok sanırım. mağaza batarsa bim'de kasiyerlik garanti. eğitimli kültürlü bir tezgahtar olmak varken, eğitimsiz bir tezgahtar olmaktır. eğitim, eğitim, eğitim. fark tek bir kelime ama büyük bir anlam. ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın. Meslek Seçimi İnsan doğası gereği yaşadığı süre zarfında sürekli bir uğraş peşindedir. Aileden alınan eğitimle başlayıp üniversite ve daha sonraki dönemlere kadar devam eder bu eğitim süreci. Bu eğitimler doğrultusunda kişi kendine uygun sevdiği mesleği hedefler. Kişi sevdiği mesleği yaparken hayattan zevk alması, mesleki doyuma ulaşması gerekir. O yüzden yanlış meslek seçimleri hayatımızı olumsuz yönde etkileyebilir. Peki meslek seçimi yaparken neler dikkat etmeliyiz? Öğrencilerin çoğu üniversite giriş sınavında istediği bölüm yerine sınavda aldığı puana göre tercih yapıyor. Bu da kişinin üniversiteyi bitirdikten sonra mutsuz olmasına neden oluyor. Okuduğu bölümle ilgisi olmayan bir iş hayatına sürüklüyor. Öncelikle kendimizi iyi tanımalıyız. Yeteneklerimizi eğitimimizle harmanlamalıyız. Ne istediğimizi iyi bilmeli, o yönde hareket etmeliyiz. Meslekler hakkında bilgi veren kitaplar okuyabiliriz. Düşündüğümüz mesleklere ait iş yerlerine ziyarete gidip gözlem yapabiliriz. Kariyer odaklı seminerlere, konferanslara katılabiliriz. Beklentimizi göz önünde bulundurarak olumlu, olumsuz yönlerini iyi düşünmeliyiz. Kendimize soracağımız birkaç soruyla işimizi kolaylaştırabiliriz. *Seçeceğim meslek hakkında detaylı bilgim var mı? *Hedeflediğim meslekte ailemin etkisi var mı? *İş olanakları ve mesleğin geleceği ne durumda? *Seçtiğim bu meslekte ne kadar ilerleyebilirim? Kariyer yapma olanaklarım müsait mi? Bu tip sorularla daha sağlıklı bir meslek seçimi yapabiliriz. Karar verirken sevdiğimiz meslekte ısrarcı olmamalıyız. Sevdiğimiz meslekle birlikte yeteneklerimizi, kapasitemizi göz önünde bulundurmalıyız. Hayallerimizin mesleğini kendimizi tanıyarak bulabiliriz. İnsan ömrünün büyük bölümünü çalışarak geçirir. Yanlış meslek seçiminin olumsuzluklarına göz atalım; Gün boyu ortalama 8-10 saat çalıştığımızı düşünürsek günün büyük çoğunluğunu iş ortamında geçirdiğimizi görürüz. Sevmediğimiz mesleği yaptığımızda mutsuz oluruz. Mesleğin gerektirdiği verimi, başarıyı gösteremeyiz. Umduğunu bulamama kaygısı başlar, bu kaygı bizden beklenilen çabayı azaltır. Düşen verim ve başarı çalışma ortamında sürtüşmelere ve tartışmalara yol açabilir. Yaşanılan bu tatsızlıklar kişide oluşan pişmanlık , çalışma isteksizliği ve bozuk bir psikoloji oluşturabilir. Bu durum hem kendi hayatımızı etkileyebileceği gibi hem de toplumda çalışma düzenini etkiler. Başlarda yapılan yanlış meslek seçimleri hayat boyunca bizi birçok meslek değişikliklerine götürebilir. Olumsuzluklarla süren bir iş hayatına itebilir. Bu hususta aileye büyük pay düşüyor. Çocuklarının kişilik özelliklerini, ilgi alanlarını, yeteneklerini keşfetmesine yardımcı olmalılar. Meslek seçimlerinde baskı kurmamalılar. Onları dinlemeli ve seçimlerine saygı duymalılar. Meslek tercihi hayatımıza yön veren en önemli kararlardan biri olduğu asla unutulmamalıdır. Bilinçli hareketle atılan adımlar iş hayatımızda bizi saygı duyulan bir pozisyona taşır. Sadece para kazanma amacı gütmeden başarılı olduğumuz alanda kariyer basamaklarını tırmanabiliriz. Mesleki kimliğimizin hayat kalitemizle doğrudan ilişkili olduğunu unutmamalıyız. Seçimlerimizi yaparken geleceğimizi yönlendiririz. Tavsiye Yazı Beyin Jimnastiği Nasıl Yapılır? Soru İyi günler efendim zabıta memuru olarak görev yapan bir personelimiz göreve girişinde lise mezunu imiş ancak daha sonra açık öğretim lisesi elektrik bölümünü fark derslerini vererek bitirmiş. Şu an zabıta memuru başlayış derecesini ne olarak kabul edeceğiz. Çok teşekkür ederim. İyi çalışmalar. Cevap 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36 ncı maddesinin A bendinde, öğrenim durumu itibariyle memuriyete giriş ve yükselinebilecek derece ve kademeler belirlenmiştir. Liseyi bitirenlerin 13/3 derece ve kademe, lise dengi mesleki veya teknik öğrenimi bitirenlerin 12/2 derece ve kademeden göreve başlatılması ve 3 derece son kademesine kadar yükselebilecekleri hüküm altına alınmıştır. Devlet memurları Kanunun 36 maddesinin Ortak Hükümler Bölümünün 12 in fıkrasının d bendinde "Memuriyette iken veya memuriyetten ayrılarak 87 nci maddeye tâbi kurumlarda çalışanlar dahil üst öğrenimi bitirenler, aynı üst öğrenimi tahsile ara vermeden başlayan ve normal süresi içinde bitirdikten sonra memuriyete giren emsallerinin ulaştıkları derece ve kademeyi aşmamak kaydıyla, bitirdikleri üst öğrenimin giriş derece ve kademesine memuriyette geçirdikleri başarılı hizmet sürelerinin tamamı her yıl bir kademe, her üç yıl bir derece hesabıyla ilave edilmek suretiyle bulunacak derece ve kademeye yükseltilirler." hükmü yer almaktadır. Bu hükümden anlaşılacağı üzere, üst öğrenim Devlet memurunun ise girdiği ya da son intibakının yapıldığı tarihteki öğrenim durumuna kıyasla son öğrenim durumundaki değişikliği ifade etmektedir. Bu çerçevede mevzuatımız uyarınca ilköğretim üzerine lise öğrenimi, lise üzerine ön lisans veya lisans öğrenimi bir üst öğrenim teşkil etmektedir. Ancak, lise üzerine meslek lisesini bitiren devlet memurlarının bu öğrenimi üst öğrenim sayılmamakta, bu nedenle de 657 sayılı Kanunun 12/d uyarınca intibak yapılması mümkün bulunmamaktadır. Diğer taraftan, 657 sayılı Kanunun 36 ncı maddesinin D bendinde ise, "Memur iken, girişteki öğrenim derecelerinden bir üst derecedeki öğrenimi tamamlayanlar, bu üst öğrenim derecesi için 36 ncı maddede yazılı memuriyete giriş derecelerinde boş kadro bulunduğu takdirde bu kanunun 68 inci maddesinde yazılı derece yükselmesinde süre kaydı aranmaksızın bu derecedeki görevlere atanabilirler. 68 inci maddenin A bendinin b ve c fıkralarındaki hükümler saklıdır." hükmü yer almaktadır. Söz konusu hüküm ise üst öğrenim olmamakla birlikte memuriyete giriş derecesi değişen personelin giriş derecesini değiştirmeye ilişkindir. Danıştay tarih ve E94/6526, K95/5I1 sayılı Kararında, "D bendi hükmü, 36 ncı maddenin A bendindeki tabloda yazılı giriş dereceleri ile sınırlı olarak, o dereceleri aşmamış, kişilere belirli şartlara bağlı olarak şuuru bir bak vermekte ve o giriş derecesini aşan kişiye geriye dönük bir hak sağlamamaktadır. Başka bir anlatımla, bu bent hükmünün 36 ncı maddenin A bendinde yer alan tablodaki giriş dereceleri ile sınırlı olarak uygulanma olanağı olup, o derece ve kademeyi aşan kişiye aynı maddenin A-12/d bendinde olduğu gibi geriye dönük olarak hak verilmesi sonucunu doğuran bir intibak hükmü değildir" denilmektedir. Yukarıda yer verilen açıklamalar çerçevesinde ilgilinin kazanılmış hak aylık derece ve kademesi 12 derecenin 2 kademesine ulaşmamış olması halinde ilgilinin kazanılmış hak aylık derece ve kademesini bu derece kademeye yükseltilmesi mümkün bulunmaktadır. İlgili bu derece kademeyi geçmiş olması halinde yapılacak bir işlem bulunmamaktadır. Bu soru 22,213 defa okundu. 4 Yorum yapıldı

liseyi bitirdikten sonra yapılacak meslekler