Şeytanlıkbir vasıftır, bir özelliktir ve bunu kim yaparsa işte o şeytandır. Sanki Rabbimiz bu âyetiyle, “Benden başka kime kul köle olmuşsanız onların tamamı şeytandır,” diyor. Eğer bir kimse Allah’tan başkalarını tanrılaştırır, Allah’tan. başkalarını tanrı makamında görürse ona kulluk yapıyor demektir.
Medinedöneminde inmiştir. 14 âyettir. Sûre, adını 4. âyette geçen “saff” kelimesinden almıştır. Saff, sıra, dizi demektir. Sûrede başlıca, Allah yolunda cihadın fazileti konu edilmektedir.
Hud Süresi Mekki bir süre olup, Hz Peygamber'in elçi olarak gönderilmesinin dokuzuncu yılında toptan indirilmiştir. Tamamı 123 ayet olan bu sürede, Hud (a.s) ve kavminden de söz edildiği için bu adı almıştır. Hz Osman'ın Mushaf'ındaki kronolojik sıralamaya göre 52 , Hz Ebu Bekir'in cem ettirdiği elimizdeki Kur'an'a göre Hud Süresi 11. süredir İnsan olan, Allah'tan
İsar'ın Fazileti ve Önemine Örnek Bir Kıssa. Allah’ın Hiçbir Şeye Benzemeyişi ile İlgili Ayetler. Hûd Suresi 29. Ayet Meali, Arapça Yazılışı
Hudsuresi 61. ayet - Açık Kuran. Erhan Aktaş - Kerim Kur'an. Semud halkına da kardeşleri Salih'i gönderdik. Ey halkım: "Allah'a kulluk edin. Sizin O'ndan başka ilahınız yoktur." dedi. Sizi yer yüzünde meydana getiren ve sizi orayı imar etmekle görevli kılan O'dur. Öyleyse O'ndan bağışlanma dileyin.
cash. Hud suresi ne için okunur?Hud Suresi, adını içinde söz konusu edilen Hûd peygamberden almıştır. Sure de başlıca tevhit, peygamberlik, öldükten sonra dirilme ve ceza konuları ele alınmakta ve bunlar bazı peygamberlerin kıssalarıyla ayet hangisi?75 ayeti barındıran Enfal Suresi, Kur'an'da 8. sırada yer almaktadır. Surenin adı, 1. ayette geçen “el-Enfal” kavramından gelmekte ve savaş ganimeti manası suresi 44 ayet ne için okunur?Vücuttaki Ödemi Atmak için Dua Hud suresi ayet Besmele ile başlanır. Ve kıyle ya erdubleıy maeki ve ya semaü akliıy ve ğıydal maü ve kudıyel emru vestevet alel cudiyyi ve kıyle bu'del lil kavmiz zalimin. Anlamı, Allah tarfından denildi ki.. Ey!..Sebe suresi kaçıncı cüz?Hud Suresi Arapça سورة هود Kur'an'ın 11. suresinin 56 ayeti ne için okunur?Ayrıca Hûd Suresinin 56. ayeti “yolculuk sırasında kötülüklerden korunmak için okunacak dua” olarak geçtiği için; bu ayet ve anlamı yolculuğa çıkacaklar tarafından bilinmelidir. Hûd Sûresi Mekke döneminde inen ve 123. ayet olan bir sûredir. Bu sure ismini içerisinde konu olan Hud peygamberden Suresinin anlamı ne?Mekke döneminde inen sure, 123 ayetten oluşmaktadır. Adını içinde söz konusu edilen Hûd peygamberden alan surede başlıca tevhit, peygamberlik, öldükten sonra dirilme ve ceza konuları ele alınmakta ve bunlar bazı peygamberlerin kıssalarıyla Suresi kaç ayettir?Enfal Suresi Arapça سورة الأنفال Kur'an'ın sekizinci suresidir. Sure 75 ayetten oluşur. Sure, ismini ilk ayetinde yer alan ve savaş ganimetleri anlamına gelen el-Enfal kelimesinden almıştır. Medine döneminde hicretin ikinci yılında Bedir Savaşı'ndan sonra indirildiğine inanılır.
❬ Önceki Sonraki ❭ ۞ وَإِلَىٰ ثَمُودَ أَخَاهُمْ صَٰلِحًا ۚ قَالَ يَٰقَوْمِ ٱعْبُدُوا۟ ٱللَّهَ مَا لَكُم مِّنْ إِلَٰهٍ غَيْرُهُۥ ۖ هُوَ أَنشَأَكُم مِّنَ ٱلْأَرْضِ وَٱسْتَعْمَرَكُمْ فِيهَا فَٱسْتَغْفِرُوهُ ثُمَّ تُوبُوٓا۟ إِلَيْهِ ۚ إِنَّ رَبِّى قَرِيبٌ مُّجِيبٌ Ve ilâ semûde ehâhum sâlihâsâlihan, kâle yâ kavmi´budûllâhe mâ lekum min ilâhin gayruhgayruhu, huve enşeekum minel ardı vesta´merekum fîhâ festâgfirûhu summe tûbû ileyhileyhi, inne rabbî karîbun mucîbmucîbun. Semûd kavmine de kardeşleri Salih’i peygamber gönderdik. Dedi ki “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin. Sizin O’ndan başka hiçbir ilâhınız yok. O, sizi yeryüzünden topraktan yarattı ve sizi oranın imarında görevli ve buna donanımlı kıldı. Öyle ise O’ndan bağışlanma dileyin; sonra da O’na tövbe edin. Şüphesiz Rabbim yakındır ve dualara cevap verendir. Türkçesi Kökü Arapçası ve gönderdik وَإِلَىٰ Semud halkına ثَمُودَ kardeşleri ا خ و أَخَاهُمْ Salih’i ص ل ح صَالِحًا şöyle dedi ق و ل قَالَ kavmim ق و م يَا قَوْمِ kulluk edin ع ب د اعْبُدُوا Allah’a اللَّهَ yoktur مَا sizin لَكُمْ مِنْ ilahınız ا ل ه إِلَٰهٍ O’ndan başka غ ي ر غَيْرُهُ O هُوَ sizi yarattı ن ش ا أَنْشَأَكُمْ مِنَ yerden ا ر ض الْأَرْضِ ve size ömür sürdürdü ع م ر وَاسْتَعْمَرَكُمْ orada فِيهَا O’ndan bağışlanma dileyin غ ف ر فَاسْتَغْفِرُوهُ sonra ثُمَّ tevbe edin ت و ب تُوبُوا O’na إِلَيْهِ muhakkak ki إِنَّ Rabbim ر ب ب رَبِّي yakındır ق ر ب قَرِيبٌ kabul edendir ج و ب مُجِيبٌ Diyanet İşleri Başkanlığı Semûd kavmine de kardeşleri Salih’i peygamber gönderdik. Dedi ki “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin. Sizin O’ndan başka hiçbir ilâhınız yok. O, sizi yeryüzünden topraktan yarattı ve sizi oranın imarında görevli ve buna donanımlı kıldı. Öyle ise O’ndan bağışlanma dileyin; sonra da O’na tövbe edin. Şüphesiz Rabbim yakındır ve dualara cevap verendir. Diyanet Vakfı Semûd kavmine de kardeşleri Sâlih´i gönderdik. Dedi ki Ey kavmim! Allah´a kulluk edin. Sizin O´ndan başka tanrınız yoktur. O sizi yerden topraktan yarattı. Ve sizi orada yaşattı. O halde O´ndan mağfiret isteyin; sonra da O´na tevbe edin. Çünkü Rabbim kullarına çok yakındır, dualarını kabul edendir. Elmalılı Hamdi Yazır Sadeleştirilmiş Semud´a da kardeşleri Salih´i gönderdik. O Ey kavmim, Allah´a kulluk edin, O´ndan başka bir ilahınız da yoktur. Sizi, yerden O meydana getirdi, yeryüzünde yerleşme ve imar etme gücünü size O verdi; O´nun bağışlamasını isteyin, sonra O´na tevbe edin! Şüphe yok ki, Rabbim yakındır, duaları kabul edendir.» dedi. Elmalılı Hamdi Yazır Semud kavmine de kardeşleri Salih´i gönderdik. Dedi ki, Ey kavmim! Allah´a kulluk edin. Sizin O´ndan başka bir tanrınız daha yoktur. Sizi topraktan O meydana getirdi. Sizi orada ömür sürmeye O memur etti. Bu sebepten O´nun mağfiretini isteyin, sonra O´na tevbe edin. Şüphesiz Rabbim yakındır, dualarınızı kabul eder.» Ali Fikri Yavuz Semûd kavmine de soyca kardeşleri sâlih’i gönderdik. onlara de ki “- Ey kavmim! Allah’a ibadet edin. Sizin ondan başka hiç bir ilâhınız yoktur. Sizi topraktan o yarattı ve sizi orada imar yapmaya ömür sürmeye memur etti. O halde, ondan mağfiret isteyin. Sonra tevbe edip ona yönelin. Muhakkak ki Rabbim, müminlere rahmetiyle yakındır, duaları kabul edicidir.” Elmalılı Hamdi Yazır Orijinal Semûda da kardeşleri Sâlihi gönderdik, dedi ey kavmim! Allaha kulluk edin sizin ondan başka bir ilâhınız daha yok, sizi Arzdan o neş´et ettirdi ve onda ı´mar ve omrana sizi o ıkdar ve me´mur etti, onun için onun mağrifetini isteyin, sonra ona tevbe ile müracaat edin her halde rabbınız, yakındır, mücibdir Fizilal-il Kuran Semudoğulları´na da kardeşleri Salih´i peygamber olarak gönderdik. Salih dedi ki; ´´Soydaşlarım, sadece Allah´a kulluk sununuz, O´ndan başka bir ilahınız yoktur. Sizi topraktan yaratan ve yeryüzüne yerleştirerek burayı kalkındırmakla görevlendiren O´dur. O´ndan af dileyiniz, O´na yöneliniz. Çünkü Allah, kullarına yakındır ve dileklerin kabul edicisidir. Hasan Basri Çantay Semuud´a biraderleri Saalih´i gönderdik. Dedi ki Ey kavmim, Allaha kulluk edin. Sizin Ondan başka hiç bir Tanrınız yokdur. O, sizi toprakdan meydana getirdi, sizi orada ömür geçirmiye yahud i´maara me´mur etdi. O halde Ondan mağfiret isteyin, sonra Ona tevbe edin hep Ona dönün. Şübhesiz ki Rabbim in rahmeti çok yakındır; O, duaları da kabul edendir». İbni Kesir Semud´a da kardeşleri Salih´i, Ey kavmim; Allah´a kulluk edin, sizin O´ndan başka tanrınız yoktur. O´dur sizi yeryüzünden yaratıp orayı i´mar etmenizi isteyen. Mağfiret dileyin O´ndan, sonra da tevbe edin. Şüphesiz Rabbım, size yakındır, kabul edendir, dedi. Ömer Nasuhi Bilmen Semûd´a da kardeşleri olan Sâlih peygamber gönderilmiştir. Dedi ki Ey kavmim! Allah Teâlâ´ya ibadet ediniz. Sizin için O´ndan başka bir ilâh yoktur. Sizi yerden o icad etti ve sizi orada o yaşattı. Artık O´ndan mağfiret dileyiniz, sonra O´na tevbe ediniz. Şüphe yok ki, benim Rabbim yakındır, icabet edicidir.» Tefhim-ul Kuran Semud halkına da kardeşleri Salih´i gönderdik. Dedi ki Ey kavmim, Allah´a ibadet edin, sizin O´ndan başka ilahınız yoktur. O sizi yerden topraktan yarattı ve onda sizi ömür geçirenler kıldı. Öyleyse O´ndan bağışlanma dileyin, sonra O´na tevbe edin. Şüphesiz benim Rabbim, yakın olandır, duaları kabul edendir.» Warning includeturkce/bil/ Failed to open stream No such file or directory in C\inetpub\vhosts\ on line 27 Warning include Failed opening 'turkce/bil/ for inclusion include_path='.;.\includes;.\pear' in C\inetpub\vhosts\ on line 27
36-YÂSÎN 61. Ayet وَأَنْ اعْبُدُونِي هَذَا صِرَاطٌ مُّسْتَقِيمٌ Ve eni’budûnî, hâzâ sırâtun mustekîmmustekîmun. Bayraktar Bayraklı “Bana kulluk ediniz, doğru yol budur, demedim mi?” Edip Yüksel Bana hizmet edin. Bu en doğru yoldur. Erhan Aktaş Bana kulluk edin. Dosdoğru yol budur. Muhammed Esed Ve yalnız Bana ibadet edin! Dosdoğru yol budur! Mustafa İslamoğlu Ve yalnız Bana kulluk edin, dosdoğru yol budur! Süleyman Ateş Bana tapın doğru yol budur diye?" Süleymaniye Vakfı Bana kul olun, doğru yol budur” demedim mi[*]? [*] Araf 7/172-173 ve birçok âyet, her insanın, çevresinde ve kendi üzerinde yaptığı gözlemler sonucu Allah’ın varlığına ve birliğine şahit olduğunu bildirir. Birçok doğru bilgi ve davranış da böyle öğrenilir. Bir peygamberin tebliği ulaşmamış olsa bile bunlar, yukarıdaki sorulara muhatap olması için yeterli olur. Yaşar Nuri Öztürk "Bana ibadet edin, dosdoğru yol budur!" demedim mi? Ayetin Tefsiri MEAL 61. Ve yalnız Bana kulluk edin, dosdoğru yol budur. 61. Yalnız Bana kulluk/ibadet edin; işte dosdoğru yol budur! diye uyarmadım mı? 59-60-61. “Allah şöyle buyurur “Ey suçlular! Bugün mü’minlerden ayrılın. Ey insanoğulları! Ben size, şeytana tapmayın, o sizin için apaçık bir düşmandır, Bana kulluk edin, bu doğru yoldur, diye bildirmedim mi?” 61. Yalnız bana kulluk edin, elçilerimin getirdiği mesajlara inanıp ona göre hareket edin, işte sizlere gösterdiğim dosdoğru yol budur dememişmiydim miydim? H, E; M, C. TEFSİR “Siz ey suçlular, ey günâhkârlar siz bugün şöyle şu tarafa ayrılın bakalım. Size cennet yok, size rahmet yok. Siz şöyle geçin bakalım. Siz ayrılın şu tarafa, size cennet yok. Cennet sizin değildir. O mü’minlerindir denecek. Zaten dünyada siz kendinizi ayırıyordunuz mü’minlerden. Kendinizi seçmeye çalışıyordunuz. Seçkin kimseler olduğunuzu iddia ediyordunuz. Müslümanlara karşı böbürleniyor, kendilerinizi hacet kapısı olarak lanse ediyordunuz. Şimdi de ayrılın bakalım ey mücrimler, ey günâhkârlar, ey sınır tanımazlar, ey Allah sınırlarını delenler, çiğneyenler!” denecek. Demek ki birileri kendilerinin de cennete gidebilecekleri ümidiyle o tarafa doğru yollanacaklar, yöneleceklermiş de, Rabbimiz öyle buyuracak ve tüm var olan ümitleri kursaklarında kalıverecek Allah korusun. Allah bizi onlardan etmesin inşallah. Ama biz hep bunu düşünelim ve korkalım Ya yarın ben de onlardan olursam? Ya yarın bana da aynısı denirse, diye hep bir korku içinde olalım. “Cennet önünde ümitlerinin yitirilişiyle kahrolanlardan eyleme bizi ya Rabbi!” diye sürekli dua edelim. Sonra yine denilecek ki Ey Ademoğulları, ben sizinle bir anlaşma yapmamış mıydım? Bu hitabı duyunca kim kulak kabartıyor? Kim kendini Ademoğlu kabul edip bu hitabın muhatabı sayıyorsa, işte ona hitap ediyor Rabbimiz. Allah sizinle bir anlaşma yapmadı mı? Hangi konuda? Sakın ha, şeytana kul-köle olmayacaksınız. Çünkü o size apaçık bir düşmandır. Sadece beni dinleyecek, sadece bana kul köle olacaksınız. Daha önce duymadınız mı bunu? Önceden işitmediniz mi bu ahitleşmeyi, anlaşmayı? Daha önce duymadık diyorsanız şimdi de mi duymadınız? İster hatırlayın, ister hatırlamayın Allah öyle diyorsa öyledir. İşte şimdi arz ediyor Rabbimiz bu antlaşmayı. Peki, konu neymiş? Maddeleri, şartları neymiş bu anlaşmanın? Şeytana kulluk etmeyeceksiniz, sadece Bana kul-köle olacaksınız. Çünkü o şeytan sizin için apaçık bir düşmandır. İşte bu tevhid yoludur, sırat-ı müstakîmdir. İşte bu seni dosdoğru cennete ulaştıracak bir yoldur. Haydi var mısın? İster misin? Razı mısın? Al sana bir anlaşma. Eğer dünyada bu yola girer, bu yolda yürürseniz, bu yol sizi dosdoğru cennete götürecektir. Anlıyoruz ki bu ahit, insanlığın Hz. Adem’le başlayan ilk döneminden beri Allah’ın kendilerine göndermiş olduğu İlâhî risaletlerle kendilerinden aldığı bir ahittir. Her bir zaman dilimi içinde kitaplar ve peygamberler göndererek Rabbimizin her bir dönem insanından aldığı ahittir bu ahit. İşte Kur’an burada bize onu bildiriyor. Peki ne zaman yaptı bizimle bu anlaşmayı? Peygamber gönderince yaptı, Kitabını indirince yaptı. Bize akıl, fikir, ferâset verince yaptı. Bizi bunu anlayabilecek fıtratta yaratınca yaptı, Peygamberin sesini duyurunca yaptı. Ya da bizi diniyle karşı karşıya getirince yaptı. Öyle değil mi? Dinle insanlar karşı karşıya gelince, Peygamberle karşı karşıya gelince veya âkil-bâliğ olunca, bu anlaşmaya sadık kalacağız diye kimileri kabul etti, kimileri de reddetti. Mü’minim diyenler, Müslümanım diyenler bu anlaşmayı kabul ettiler. Değilim diyenler de bu anlaşmayı reddettiler. Bakın burada şeytana ibadetten söz ediliyor. Rabbimiz diyor ki, “ey kullarım! Ben size şeytana ibadet etmeyin dememiş miydim?” Peki acaba şeytana nasıl ibadet edilir? Biz biliyoruz ki yeryüzünde hiç kimse şeytana ibadet etmez. Bütün insanlar fıtraten ondan nefret ederler. Ama anlıyoruz ki burada kastedilen ibadet, tapınma, çok açıktır ki ona itaat demektir. Şeytana itaat etmek, onun sözünü dinlemek, fısıltılarına, vesveselerine kulak vermek, adımlarına uymak, istekleri doğrultusunda gitmek, istediği şekilde hareket etmek ve gösterdiği yoldan gitmek demektir. Şeytana kulluk onun karşısında ona namaz kılmak, secde etmek değildir. Abdu’ş-şeytan olmak, şeytanın arzuları istikâmetinde hareket etmek demektir. Şeytanı velî kabul etmek, hayatta söz sahibi bilmektir. Tabii, şeytan sadece cinlerden olan şeytan değildir, insanların da şeytanları vardır. Şeytanlık bir vasıftır, bir özelliktir ve bunu kim yaparsa işte o şeytandır. Sanki Rabbimiz bu âyetiyle, “Benden başka kime kul köle olmuşsanız onların tamamı şeytandır,” diyor. Eğer bir kimse Allah’tan başkalarını tanrılaştırır, Allah’tan başkalarını tanrı makamında görürse ona kulluk yapıyor demektir. Allah’tan başkalarını Allah makamına yükseltmek, onlara Allah’ın vermediği hakkı vererek onları tanrılaştırmak, onlara kulluk demektir. Bunu yapanlar da, kendilerine bu tür şeylerin yapılmasına izin verenler de zalim tâğutlardır. Meselâ, her kim ki babasını çok seviyor, onu tanrı makamında görüyor, Allah’ın arzularına ters düşen arzularını gerçekleştirme yoluna gidiyorsa, o kişi ona kulluk ediyor demektir. Her kim ki karısını, anasını, hocasını, şeyhini, liderini çok seviyor, onları tanrı makamında görüyor, onların her arzusunu yerine getirmeden yana bir tavır sergiliyorsa, onlara kulluk ediyor demektir. Öyleyse sadece Allah’ı dinleyecek, sadece Allah’a itaat edecek, sadece Allah’ı razı etmeye çalışacak, sadece Allah’ın gösterdiği yolda gideceğiz. Hayatı Allah’a göre değerlendirip Allah’ın istediği biçimde yaşamayacağız. Abdullah olacağız, abdu’ş-şeytan olmayacağız. Çünkü kesinlikle bileceğiz ki, şeytan bizim için apaçık bir düşmandır. Şeytan, bizi Allah’a kulluktan koparıp kendi cehennemine dâvet eden bir düşmandır. Bu büyük düşmanı ve onun oyunlarını, taktiklerini, düşmanlıklarını Rabbimizin kitabıyla tanıyacak, bilecek ve onun vartalarına düşmemeye çalışacağız. Rabbimizin kitabıyla ortaya koyduğu sırat-ı müstakîme gireceğiz, ondan ve avenelerinden sürekli Rabbimize sığınacağız. Çünkü o yolun sapaklarında peygamberler ve şeytanlar bulunmaktadır. Meselâ cinsel sapak noktalarında Lût dünyayı kıbleleştirme sapağında Hûd ekonomik sapağında Şu-ayb ve diğer sapaklarda başka peygamberleri bulacak ve onlar mihmandarlığında bu yolu yürüyeceğiz. Bu yolda Allah var ve biz bu yolu Allah’a sorarak yürüyeceğiz. Tabi bu yolda şeytan da var, unutmayacağız. Şeytan ve tuzaklarıyla alâkalı kitabımızın başka âyetlerinde uzun uzun açıklamalarda bulunduğumuz için burada sözü uzatmayacağım. Sürekli, “ya Rabbi bizi sırat-ı müstakîminden ayırma,” diye dua edeceğiz. Allah Teâlâ burada ibadet kelimesini, itaat anlamında kullanmıştır. İmam Râzî'nin Tefsir-i Kebir adlı eserinden, bu konudaki açıklaması şöyle "Şeytana ibadet etme" ifadesinin anlamı, "Şeytana itaat etme" demektir. Yani insan sadece şeytana secde etmekten men olunmakla kalmıyor, aynı zamanda ona uymaktan ve itaat etmekten de men olunuyor. İşte bu bağlamda itaat, ibadet anlamı taşır." Bu ifadelerin ardından İmam Râzî şöyle bir soru yöneltiyor. "Şâyet itaat kelimesi, ibadet anlamı da taşıyorsa, “Allah'a, Rasulüne ve sizden olan emir sahiplerine itaat edin” âyeti mucibince, bizler, Rasul'e ve emir sahibi olan kimselere ibadet mi etmiş oluyoruz? İmam Râzî bu soruyu yine kendisi cevaplıyor. "Bu kimselere Allah'ın emri ile itaat edilmektedir. Yani onlara itaat etmekle, aslında Allah'a ibadet etmiş oluyoruz. Tıpkı Allah meleklere “Adem'e secde edin diye emrettiğinde de meleklerin Adem'e değil de, Allah'a secde etmiş olmaları gibi. Bizlerin emir sahiplerine itaatimiz, onların Allah'ın hudutlarını çiğnemelerine rağmen devam ederse bu itaat 'ibadet' anlamına gelir." İşte o zaman ibadet Allah'a değil, emir sahiplerine yapılmış olur ki bu da şirkin ta kendisidir. İmam Râzî daha sonra şöyle devam ediyor. "Size bir şahıs herhangi bir konuda emir verdiğinde, siz o emrin Allah'ın emirlerine uygun olup olmadığını kontrol etmelisiniz. Şâyet uygun değilse, bilin ki o şahsın yanında şeytan vardır. Siz bu duruma rağmen verilen emre itaat ederseniz, o takdirde şeytana ibadet etmiş olursunuz. Yine, nefsiniz sizi herhangi bir şey için tahrik ederse, o şeyin İslam'a göre caiz olup olmadığına bakmalısınız. Şâyet caiz değilse, nefsin şeytandır veya şeytan nefsinin yanındadır. İşte sen bu durumda nefsine uyarsan, şeytana ibadet etmiş olursun." İmam Râzî yine sözlerine şöyle devam ediyor "Şeytana ibadet etmenin dereceleri vardır. Şöyle ki, bazen bir insan bir iş yaptığında, onun tüm organları, dili ve hatta kalbi de o işin yapılmasına iştirak eder. Bazı zamanlar ise, insanın organlarını kullanarak bir iş yapmış olmasına rağmen kalbi ve dili, o işe iştirak etmeyebilir. Nitekim bazı insanlar günah işlediklerinde yaptıklarına kalpleri razı olmaz ve dilleri Allah'tan bağışlanma diler. O bu şekilde kötü bir iş yaptığını itiraf eder. Böylece bu kimse şeytana sadece organlarıyla ibadet etmiş olur, bazı insanlar da gâyet soğukkanlı olarak günah işlerler ve dilleriyle de memnuniyetlerini izhar ederler... Bunlar zahirde de, batında da şeytanın gerçek kullarıdır." Râzî Mevdudi
Hûd Sûresi 61. Ayet Tefsiri Hakkında Konusu Nuzül Fazileti Hûd Sûresi Hakkında Hûd sûresi Mekke’de inmiştir. 123 âyettir. İsmini, 50-60. âyetler arasında kıssası anlatılan Hûd almıştır. Mushaf tertîbine göre 11, nüzûl sırasına göre 52. sûredir. Hûd Sûresi Konusu Hûd sûresinde itikat konuları, özellikle Allah’ın varlığı, birliği, peygamberlik gerçeği ve bunun önceki toplumlardaki tezâhürü ele alınmaktadır. Bunu misallendirmek üzere Hz. Hûd, Hz. Sâlih, Hz. İbrâhim, Hz. Lût, Hz. Şuayb ve Hz. Mûsâ gibi peygamberlerin kıssaları, Yûnus sûresine göre daha geniş bir çerçevede anlatılmaktadır. Bu misallerden hareketle Kur’an’ın mûcize oluşu, öldükten sonra diriliş, hesap ve âhiret hayatıyla alakalı mevzulara dikkat çekilmektedir. Hûd Sûresi Nuzül Sebebi Mushaftaki sıralamada on birinci, iniş sırasına göre elli ikinci sûredir. Yûnus sûresinden sonra, Yûsuf sûresinden önce Mekke döneminin son bir yılı içinde nâzil olmuştur. 12, 17 ve 114. âyetlerinin Medine’de indiği yolundaki görüş müfessirlerin çoğunluğunca kabul edilmemiştir İbn Âşûr, XI, 311; Reşîd Rızâ, XII, 2; Ateş, IV, 291. Hûd Sûresi Fazileti Allah Resûlü Hûd sûresinin fazileti hakkında şöyle buyurur “Cuma günü Hûd sûresini okuyun.” Dârimî, Fezailü’l-Kur’an 17 Yine Efendimiz sûresi ve Vâkıa, Hâkka, Mürselât, Nebe’ ve Tekvîr gibi kardeşleri beni ihtiyarlattı” Tirmizî, Tefsir 57/3297 beyânıyla da sûrenin muhtevasının önemine ve bildirdiği sorumlulukların ağırlığına dikkat çeker. Çünkü bu sûrelerde fevkalade tesirli bir üslûpla önceki peygamberlerin tevhid mücadelesinden kesitler sunulmakta, kalpleri derinden sarsan kıyamet sahneleri tasvir edilmektedir. وَاِلٰى ثَمُودَ اَخَاهُمْ صَالِحًاۢ قَالَ يَا قَوْمِ اعْبُدُوا اللّٰهَ مَا لَكُمْ مِنْ اِلٰهٍ غَيْرُهُۜ هُوَ اَنْشَاَكُمْ مِنَ الْاَرْضِ وَاسْتَعْمَرَكُمْ ف۪يهَا فَاسْتَغْفِرُوهُ ثُمَّ تُوبُٓوا اِلَيْهِۜ اِنَّ رَبّ۪ي قَر۪يبٌ مُج۪يبٌ ﴿٦١﴾ Karşılaştır 61 Semûd kavmine de kardeşleri Sâlih’i peygamber gönderdik. Onlara şöyle dedi “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin; sizin için O’ndan başka hiçbir tanrı yoktur. O, sizi topraktan yarattı ve sizin yeryüzünde ömür sürüp, orayı îmâr etmenizi istedi. O halde O’ndan bağışlanma dileyin; sonra O’na tevbe edin. Çünkü Rabbim kullarına çok yakındır; onların istek ve dualarına muhakkak cevap verir.” TEFSİR Hz. Sâlih, peygamber olarak gönderildiği Semûd kavmini Allah’a kulluğa davet etti. Allah’tan başka kulluğa layık hiçbir tanrının bulunmadığını bildirdi. Bunun delili olarak da, onları topraktan yaratanın ve onlara yeryüzünde yaşama imkânı verenin Allah olmasını beyân etti. Madem ki sizi topraktan Allah yarattı; yeryüzünü imar edip orada yaşama imkân, kuvvet ve iradesini size Allah verdi, bunun da farkındasınız, o halde O’ndan başka ulûhiyet ve ubûdiyete lâyık başka biri nasıl olabilir?İlk insan olan Âdem topraktan yaratıldığı gibi, diğer insanların da ilk yaratılış maddesi topraktır. Şöyle ki İnsan yaratılışının ilk safhasını oluşturan menî kandan, kan ise gıdalardan meydana gelir. Gıdalar ya hayvânî, ya da nebâtî olur. Nebâtî gıdalar topraktan geldiği açıktır. Hayvânî gıdalar ise yine neticede topraktan oluşan nebâtî gıdalardan meydana gelir. Böylece Allah Teâlâ’nın tüm canlıları topraktan yarattığı anlaşılmış Allah Teâlâ’nın اَلْمُج۪يبُ Mücîb “dua ve isteklere cevap veren” isminden alması gereken hisse şudur Rabbinin emrettiği ve yasakladığı hususlarda O’nun buyruklarına uyması, Allah’ın kullarına nâzik bir şekilde mukabelede bulunması, onların isteklerini karşılamaya çalışarak yardımcı olmasıdır. Kul Rabbinin emirlerine müspet cevap verdiği zaman, Allah da onun dualarına icâbet eder. Nitekim âyet-i kerîmede “Beni anın, ben de sizi anayım” Bakara 2/152 tanımayan ve O’nun buyruklarına icabet etmeyen Semûd kavmi, Hz. Sâlih’in manevî hayat bahşedici öğütlerine inkarla karşılık verdiler Kaynak Ömer Çelik Tefsiri
وَإِلَى ثَمُودَ أَخَاهُمْ صَالِحًا قَالَ يَا قَوْمِ اعْبُدُواْ اللّهَ مَا لَكُم مِّنْ إِلَهٍ غَيْرُهُ هُوَ أَنشَأَكُم مِّنَ الأَرْضِ وَاسْتَعْمَرَكُمْ فِيهَا فَاسْتَغْفِرُوهُ ثُمَّ تُوبُواْ إِلَيْهِ إِنَّ رَبِّي قَرِيبٌ مُّجِيبٌ Ve ilâ semûde ehâhum sâlihâsâlihan, kâle yâ kavmi'budûllâhe mâ lekum min ilâhin gayruhu, huve enşeekum minel ardı vesta'marakum fîhâ festagfirûhu summe tûbû ileyhi, inne rabbî karîbun mucîbmucîbun. ve ilâ semûde ve Semud'a ehâ-hum onların kardeşi sâlihan Salih kâle dedi yâ kavmi ey kavmim ı'budû allâhe Allah'a kul olun mâ lekum sizin için yoktur min den ilâhin ilâh gayru-hu ondan başka huve o enşee-kum sizi yarattı min el ardı arzdan, yerden ve ista'mere-kum ve size imar ettirdi, mamur hale getirtti veya size ömür verdi fî-hâ orada fe istâgfirû-hu artık ondan mağfiret isteyin resûlün, mürşidin önünde tövbe edin summe sonra tûbû tövbe edin ileyhi ona inne muhakkak rabbî Rabbim karîbun yakın mucîbun icabet edendir Abdulbaki Gölpınarlı Semûd kavmine de kardeşleri Sâlih'i göndermiştik. Ey kavmim demişti, Allah'a kulluk edin, ondan başka bir mabudunuz yok. Sizi yeryüzünden yaratıp meydana getirdi ve orayı îmâra memûr etti sizi; artık ondan yarlıganma dileyin, sonra da tövbe edin ona. Şüphe yok ki Rabbim, yakındır, duâları kabul eder. Abdullah Parlıyan Semûd toplumuna da, kardeşleri Salih'i peygamber olarak gönderdik de onlara “Ey kavmim! Allah'a kulluk edin, sizin O'ndan başka gerçek ilahınız yoktur. Sizi topraktan yaratıp geliştiren ve yeryüzünde sizin yaşamanızı veya orayı bayındır hale getirmenizi sağlayan O'dur. O halde O'ndan bağışlanmanızı dileyin de, O'na yönelip tevbe edin. Şüphesiz ki, benim Rabbim kendisine yönelen herkese, her zaman yakınlık gösterir ve dualarına cevap verir.” Adem Uğur Semûd kavmine de kardeşleri Sâlih'i gönderdik. Dedi ki Ey kavmim! Allah'a kulluk edin. Sizin O'ndan başka tanrınız yoktur. O sizi yerden topraktan yarattı. Ve sizi orada yaşattı. O halde O'ndan mağfiret isteyin; sonra da O'na tevbe edin. Çünkü Rabbim kullarına çok yakındır, dualarını kabul edendir. Ahmed Hulusi Semud'a kardeşleri Sâlih'i irsâl ettik. . . Dedi ki "Ey halkım. . . Allâh'a kulluk etmekte olduğunuzun farkındalığına erin! Tanrınız olamaz, sadece "HÛ"! Sizi arzdan meydana getirdi "HÛ"; ve sizinle mamûr etti orayı. . . O hâlde O'ndan mağfiret dileyin ve O'na tövbe edin. . . Muhakkak ki benim Rabbim, Kariyb'dir yakın, Muciyb'dir icabet eden. " Ahmet Tekin Semûd kavmine de kardeşleri Sâlih’i özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere gönderdik. Sâlih'Ey kavmim, Allah’ı ilâh tanıyın, candan müslümanlar olarak Allah’a bağlanın, saygıyla Allah’a kulluk ve ibadet edin. Sizin ondan başka tanrınız yoktur. Sizi yerdeki topraktan meydana getirdi. Sizin yeryüzünde yerleşmenizi, yaşamanızı sağladı. O halde işlediğiniz günahlardan ve Allah’a ortak koşmanızdan dolayı O’ndan bağışlanma, koruma kalkanına alınma dileyin. Sonra isyandan, günah işlemekten vazgeçerek tevbe edip O’na itaate yönelin. Rabbim kullarına yakındır, dualarını kabul eder.' dedi. Ahmet Varol Semud halkına da kardeşleri Salih'i gönderdik. Şöyle dedi 'Ey kavmim! Allah'a kulluk edin. Sizin O'ndan başka ilahınız yoktur. O sizi yerden yarattı ve size orada ömür sürdürdü. [6] Şu halde O'ndan bağışlanma dileyin sonra O'na tevbe edin. Muhakkak ki Rabbim yakındır, duaları kabul edendir. Ali Bulaç Semud halkına da kardeşleri Salih'i gönderdik. Dedi ki "Ey kavmim, Allah'a ibadet edin, sizin O'ndan başka ilahınız yoktur. O sizi yerden topraktan yarattı ve onda ömür geçirenler kıldı. Öyleyse O'ndan bağışlanma dileyin, sonra O'na tevbe edin. Şüphesiz benim Rabbim, yakın olandır, duaları kabul edendir." Ali Fikri Yavuz Semûd kavmine de soyca kardeşleri sâlih’i gönderdik. onlara de ki “- Ey kavmim! Allah’a ibadet edin. Sizin ondan başka hiç bir ilâhınız yoktur. Sizi topraktan o yarattı ve sizi orada imar yapmaya ömür sürmeye memur etti. O halde, ondan mağfiret isteyin. Sonra tevbe edip ona yönelin. Muhakkak ki Rabbim, müminlere rahmetiyle yakındır, duaları kabul edicidir.” Ali Ünal Semûd kavmine ise rasûl olarak kendi içlerinden kardeşleri Salih’i gönderdik. O da, şu tebliğde bulundu “Ey benim halkım! Allah’a ibadet edin; sizin için O’ndan başka ilâh yoktur. Siz meydanda yokken O, yer menşe’li gıdalarla vücudunuzu inşa etti ve sizin yeryüzünde ömür sürüp, orayı imar etmenizi irade buyurdu. Şu halde, şimdiye kadarki günahlarınız için O’ndan bağışlanma dileyip, sonra da bütün kalbinizle O’na yönelin. Şurası bir gerçek ki Rabbim, kullarına çok yakındır; onların istek ve dualarına muhakkak cevap verendir.” Bayraktar Bayraklı Semûd toplumuna da kardeşleri Sâlih'i gönderdik. Dedi ki “Ey kavmim! Allah'a kulluk ediniz. Sizin O'ndan başka tanrınız yoktur. Sizi topraktan yaratan ve sizi orada yaşatan O'dur. O halde ondan af dileyiniz; sonra da O'na tövbe ediniz. Çünkü Rabbim, kullarına yakındır; duaları kabul edendir.” Bekir Sadak Semud milletine kardesleri Salih'i gonderdik. Ey milletim! Allah'a kulluk edin; O'ndan baska tanriniz yoktur; sizi yeryuzunde yaratip orayi imar etmenizi dileyen O'dur. Oyleyse O'ndan magfiret dileyin, sonra da O'na tevbe edin. Dogrusu Rabbim size yakÙn ve dualarÙ kabul edendir» dedi. Celal Yıldırım Semûd kavmine de kardeşleri Salih'i peygamber olarak gönderdik. Ey kavmim,» dedi, Allah'a tapın, sizin O'ndan başka tanrılarınız yoktur. Sizi yerden topraktan yetiştirip meydana getiren ve sizin bir ömür geçirip orayı bayındır hale getirmenizi dileyen O'dur. O halde O'ndan bağışlanmanızı dileyin de O'na yönelip tevbe edin. Şüphesiz ki Rabbim çok yakındır ve duaları, tevbe ve istiğfarları kabul edendir.» Cemal Külünkoğlu Semud kavmine de kardeşleri Salih'i peygamber olarak gönderdik. Salih onlara “Ey kavmim! Allah'a kulluk edin, sizin O'ndan başka ilahınız yoktur. O'dur sizi yerden topraktan yaratan ve oranın imarında görevli kılan. Af dileyin O'ndan, sonra da O'na tevbe edin. Şüphesiz ki Rabbim kullarına çok yakındır, dualarını kabul edendir.” Diyanet İşleri eski Semud milletine kardeşleri Salih'i gönderdik. 'Ey milletim! Allah'a kulluk edin; O'ndan başka tanrınız yoktur; sizi yeryüzünde yaratıp orayı imar etmenizi dileyen O'dur. Öyleyse O'ndan mağfiret dileyin, sonra da O'na tevbe edin. Doğrusu Rabbim size yakın ve duaları kabul edendir' dedi. Diyanet Vakfi Semûd kavmine de kardeşleri Sâlih'i gönderdik. Dedi ki Ey kavmim! Allah'a kulluk edin. Sizin O'ndan başka tanrınız yoktur. O sizi yerden topraktan yarattı. Ve sizi orada yaşattı. O halde O'ndan mağfiret isteyin; sonra da O'na tevbe edin. Çünkü Rabbim kullarına çok yakındır, dualarını kabul edendir. Edip Yüksel Semud’a da kardeşleri Salih’i… Dedi ki “Ey halkım, ALLAH’a hizmet edin, O’ndan başka tanrı yoktur. Sizi yerden çıkarıp yaratan, sizi oraya yerleştiren O’dur. Öyleyse O’ndan bağışlanma dileyin ve sonra O’na yönelin. Kuşkusuz Efendim Yakındır, Yanıtlayandır.” Elmalılı Hamdi Yazır Semûda da kardeşleri Sâlihi gönderdik, dedi ey kavmim! Allaha kulluk edin sizin ondan başka bir ilâhınız daha yok, sizi Arzdan o neş'et ettirdi ve onda ı'mar ve omrana sizi o ıkdar ve me'mur etti, onun için onun mağrifetini isteyin, sonra ona tevbe ile müracaat edin her halde rabbınız, yakındır, mücibdir Erhan Aktaş Semud halkına da kardeşleri Salih’i gönderdik. Ey halkım “Allah’a kulluk edin. Sizin O’ndan başka ilahınız yoktur.” dedi. Sizi yer yüzünde meydana getiren ve sizi orayı imar etmekle görevli kılan O’dur. Öyleyse O’ndan bağışlanma dileyin. Sonra O’na tövbe ile yönelin. Rabb’im, Çok Yakın’dır, İsteklere Cevap Veren’dir. Gültekin Onan Semud halkına da kardeşleri Salih'i gönderdik. Dedi ki "Ey kavmim, Tanrı'ya ibadet edin, sizin O'ndan başka tanrınız yoktur. O sizi yerden topraktan yarattı ve onda ömür geçirenler kıldı. Öyleyse O'ndan bağışlanma dileyin, sonra O'na tevbe edin. Şüphesiz benim rabbim, yakın olandır, duaları kabul edendir." Hakkı Yılmaz 61,62 Semûd'a da kardeşleri Sâlih'i elçi gönderdik. O, dedi ki “Ey halkım! Allah'a kulluk edin. Sizin için O'ndan başka ilâh yok. O, sizi yeryüzünden oluşturan ve size orada ömür geçirtendir. Artık O'ndan bağışlanma isteyin. Sonra O'na tevbe edin. Şüphesiz Rabbim çok yakındır, yakarışlara cevap verendir.” Dediler ki “Ey Sâlih! Sen, bundan önce, aramızda, aranan/ümit beslenen bir kişiydin. Şimdi kalkmış, atalarımızın kulluk ettiklerine kulluk etmemizi mi yasaklıyorsun? Ve hiç şüphesiz biz, bizi çağırdığın şey hakkında kafaları karıştıran bir kuşku içindeyiz.” Harun Yıldırım Semud’a da kardeşleri Salih’i... Dedi ki “Ey kavmim, Allah’a ibadet edin, sizin O’ndan başka ilahınız yoktur. O, sizi yerden yaratıp sizi orada bir ömür boyu yaşattı. O halde O’ndan mağfiret dileyin. Sonra O’na tevbe edin. Şüphesiz ki Rabbim yakındır, kabul edendir.” Hasan Basri Çantay Semuud'a biraderleri Saalih'i gönderdik. Dedi ki Ey kavmim, Allaha kulluk edin. Sizin Ondan başka hiç bir Tanrınız yokdur. O, sizi toprakdan meydana getirdi, sizi orada ömür geçirmiye yahud i'maara me'mur etdi. O halde Ondan mağfiret isteyin, sonra Ona tevbe edin hep Ona dönün. Şübhesiz ki Rabbim in rahmeti çok yakındır; O, duaları da kabul edendir». Hayrat Neşriyat Semûd kavmine de kardeşleri Sâlih’i gönderdik. Dedi ki 'Ey kavmim! Allah’a ibâdet edin; sizin için O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O, sizi yerden topraktan yarattı ve sizin orayı i'mâr etmenizi ve orada ömür sürmenizi istedi; öyle ise O’ndan mağfiret dileyin, sonra O’na tevbe edin! Şübhesiz ki Rabbim, Karîb kullarına pek yakındır, Mücîbduâlarına mutlaka cevab verendir.' İbni Kesir Semud'a da kardeşleri Salih'i, Ey kavmim; Allah'a kulluk edin, sizin O'ndan başka tanrınız yoktur. O'dur sizi yeryüzünden yaratıp orayı i'mar etmenizi isteyen. Mağfiret dileyin O'ndan, sonra da tevbe edin. Şüphesiz Rabbım, size yakındır, kabul edendir, dedi. İskender Evrenosoğlu Ve Semud kavmine, onların kardeşi Salih şöyle dedi “Ey kavmim! Allah'a kul olun. Sizin için O'ndan başka ilâh yoktur. Sizi arzdan yaratan ve orada, size imar ettiren O'dur. Öyleyse O'ndan mağfiret isteyin. Sonra O'na tövbe edin Allah'a yönelin. Benim Rabbim muhakkak ki yakındır, dualara icabet edendir.” Kadri Çelik Semud kavmine kardeşleri Salih'i gönderdik. Dedi ki “Ey kavmim! Allah'a ibadet edin. O'ndan başka ilâhınız yoktur. Sizi yerden yaratıp orayı imar etmenizi dileyen de O'dur. Öyleyse O'ndan mağfiret dileyin ve O'na yönelin. Doğrusu Rabbim kullarına yakın ve duaları kabul edendir” dedi. Mehmet Ali Eroğlu Üstelik Semud kavmine de kardeşleri Salih'i gönderdik. O şöyle demiştir Doğrudan Allah'a kulluk edin Ey kavmim. O'ndan başka mabudunuz yoktur. Halk edip yeryüzünde meydana getiren O'dur. Sizi kıldı orada, ömür sürenler. Uzatmayın öyleyse, bağışlanma dileyin., Sonra O'na tövbe edin sizler Doğrusu benim Rabbim yakın olandır. Edilen duaları kabul edendir. Mehmet Okuyan Semûd kavmine de kardeşleri Salih’i göndermiştik. “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin! Sizin için O’ndan başka ilah yoktur. O sizi yerden topraktan yaratmış ve sizi orada yaşatmıştı. O’ndan bağışlanma dileyin; sonra da O’na tevbe edin! Şüphesiz ki Rabbim kullarına yakındır; dualarına karşılık verendir.” demişti. Muhammed Celal Şems Semûd kavmine, kardeşleri Salih’i gönderdik. O dedi ki “Ey kavmim! Allah’a ibadet edin, O’ndan başka bir İlâhınız yoktur. Sizi yerden kaldırıp, yüce mertebeye yükselten ve sizi orada yerleştiren, O’dur. Onun için, O’ndan bağışlanmayı dileyin ve tevbe ederek O’na yönelin. Şüphesiz Rabbim yakındır, duaları kabul edendir.” Muhammed Esed Semud toplumuna da soydaşları Salih'i gönderdik.Salih onlara "Ey kavmim! Yalnızca Allah'a kulluk edin!" dedi, "Çünkü sizin O'ndan başka tanrınız yok. Sizi topraktan yaratıp geliştiren, orayı bayındır kılmanızı sağlayan O'dur. Bunun içindir ki, artık günahlarınızdan ötürü Rabbinizden bağışlanma dileyin ve sonra da tevbe ve pişmanlık içinde O'na yönelin, çünkü, benim Rabbim, Kendisine yönelen herkese her zaman yakınlık gösterir, dualara cevap verir!" Mustafa Çevik 60-61 Semûd kavmine de soydaşları Salih’i peygamber olarak gönderdik, Salih de kavmine, “Ey kavmim! Allah’ı layıkıyla tanıyın ve O’nun davet ettiği yaratılış sebebiniz olan hayat nizamına uyun ki yalnız O’na kulluk etmiş olasınız. En doğru yol budur, sizin Allah’tan başka gerçek ilahınız yoktur. Sizi topraktan yaratıp sayısız nimetler bahşederek yaşatan O’dur, bunları düşünüp şirk ve küfürden tevbe ederek Allah’a yönelin. Rabbimiz olan Allah, tevbe edip bağışlanma dileyerek davetine iman edip, imanlarının gereklerini yerine getirenlere karşı çok merhametli, şefkatli, bağışlayıcıdır ve O bize şah damarımızdan daha yakındır.” Mustafa İslamoğlu Semud'a ise soydaşları Salih'i gönderdik. "Ey kavmim!" dedi, "Yalnızca Allah'a kulluk edin; zira sizin ondan başka kulluk edeceğiniz bir ilah yoktur. Sizi topraktan inşa eden ve size orayı imar etme yeteneği bahşeden O'dur. O halde O'ndan günahlarınız için af dileyin ve artık bilincinizi yenileyerek O'na yönelin; çünkü benim Rabbim kendisine dönene çok yakındır, duaları kabul eden tek mercidir. Ömer Nasuhi Bilmen Semûd'a da kardeşleri olan Sâlih peygamber gönderilmiştir. Dedi ki Ey kavmim! Allah Teâlâ'ya ibadet ediniz. Sizin için O'ndan başka bir ilâh yoktur. Sizi yerden o icad etti ve sizi orada o yaşattı. Artık O'ndan mağfiret dileyiniz, sonra O'na tevbe ediniz. Şüphe yok ki, benim Rabbim yakındır, icabet edicidir.» Ömer Öngüt Semud kavmine de kardeşleri Salih'i gönderdik. Dedi ki “Ey kavmim! Allah'a kulluk edin, sizin O'ndan başka ilâhınız yoktur. O sizi topraktan yarattı ve sizi orada yaşattı. O halde O'ndan mağfiret dileyin, sonra da O'na tevbe edin. Doğrusu Rabbim size çok yakındır ve duâları kabul edendir. ” Şaban Piriş Semûd’a kardeşleri Salih’i gönderdik. -Ey halkım, Allah’a kulluk ediniz. Sizin, O’ndan başka bir ilahınız yoktur. Sizi yeryüzünde meydana getiren ve sizin orayı imar etmenizi dileyen O’dur. O halde O’ndan af dileyin. Sonra da O’na yönelin. Kuşkusuz Rabbim, yakındır, dedi. Sadık Türkmen VE SEMUD’A, kardeşleri Salih’i gönderdik; “Ey kavmim!” dedi. “Allah’a kulluk edin. Sizin için, O’ndan başka hiçbir İlâh yoktur. Sizi topraktan/yerden var etti/inşa etti ve sizi orada, Dünyayı imar etmeye memur kılarak yaşatan da O’dur. O’ndan bağışlanma dileyin. Sonra O’na tövbe edin. Şüphesiz Rabbim yakındır sizi görür, işitir, bilir; dualara cevap verendir.” Seyyid Kutub Semudoğulları'na da kardeşleri Salih'i peygamber olarak gönderdik. Salih dedi ki; ''Soydaşlarım, sadece Allah'a kulluk sununuz, O'ndan başka bir ilahınız yoktur. Sizi topraktan yaratan ve yeryüzüne yerleştirerek burayı kalkındırmakla görevlendiren O'dur. O'ndan af dileyiniz, O'na yöneliniz. Çünkü Allah, kullarına yakındır ve dileklerin kabul edicisidir. Suat Yıldırım Semûd kavmine de kardeşleri Salih’i elçi olarak gönderdik. "Ey benim halkım!" dedi, "Yalnız Allah’a ibadet edin, çünkü sizin O’ndan başka ilahınız yoktur. Sizi topraktan yetiştirip yaratan, sizi orada yaşatan O’dur. O halde O’ndan mağfiret dileyin, yine O’na dönün, tövbe Rabbim kullarına çok yakın ve onların tövbe ve dualarını kabul edendir." Süleyman Ateş Semûdkavmine de kardeşleri Sâlih'i gönderdik. Dedi ki "Ey kavmim, Allah'a kulluk edin, O'ndan başka tanrınız yoktur! Sizi yerden inşâ eden ve orada yaşatan O'dur; O'ndan mağfiret dileyin, sonra O'na tevbe edin! Çünkü Rabbim yakındır, du'âları kabul edendir." Süleymaniye Vakfı Semûd’a da soydaşları Salih’i elçi gönderdik. “Ey halkım!” dedi; “Allah’a kul olun; sizin başka ilahınız yoktur. Sizi bu toprakta yapılandıran ve burada barındıran O’dur. Öyleyse O’ndan bağışlanma dileyin sonra da O’na yönelin. Çünkü benim Rabbim herkese yakındır; isteklere cevap verir.” Tefhim-ul Kuran Semud halkına da kardeşleri Salih'i gönderdik. Dedi ki Ey kavmim, Allah'a ibadet edin, sizin O'ndan başka ilahınız yoktur. O sizi yerden topraktan yarattı ve onda sizi ömür geçirenler kıldı. Öyleyse O'ndan bağışlanma dileyin, sonra O'na tevbe edin. Şüphesiz benim Rabbim, yakın olandır, duaları kabul edendir.» Ümit Şimşek Semud kavmine de kardeşleri Salih'i gönderdik. O da 'Ey kavmim, Allah'a kulluk edin,' dedi. 'Ondan başka tanrınız yoktur. Sizi topraktan yaratan ve onda yaşatan Odur. Ondan af dileyin ve Ona dönün. Şüphesiz ki Rabbim kullarına yakındır; onların dualarına cevap verir.' Yaşar Nuri Öztürk Semûd'a da kardeşleri Sâlih'i gönderdik. Dedi ki "Ey toplumum! Allah'a kulluk edin. Sizin O'ndan başka ilahınız yok. Sizi topraktan oluşturan ve size orada ömür geçirten O'dur. Artık O'ndan af dileyin, O'na dönün. Rabbim Karîb'dir, bize çok yakındır; Mucîb'dir, bize cevap verir." En üste taşıEn alta taşıBu yazarın mealini okumaya devam et Bir sureye/ayete tıkladığınızda mealler ilk başta yazar ismine göre alfabetik olarak sıralanır. Yazar isminin solundaki kutucuğu yukarı/aşağı taşıyarak sıralamayı istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Tarayıcınızın çerezlerini silmediğiniz sürece tercihiniz daha sonraki ziyaretlerinizde hatırlanacaktır. Ayrıca bir yazarın ismine sağ tıklayarak bu yazarın mealinin en üstte veya en altta görünmesini de sağlayabilirsiniz.
hûd suresi 61 ayet fazileti