İftira İle İlgili Hadisler İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Yalan söylemek ve iftira etmek haramdır, sakınmak lazımdır Bu iki fenalık, her dinde de haram idi Cezaları çok ağırdır (C3, m34) *** İftira büyük günahtır ve çok fenadır Bunda yalan söylemek de vardır ki, yalan, her dinde haramdır İftirada bir mümini Bir süre sonra yine Allah Rasulü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-'in huzuruna gelerek: "Ya Rasulallah, bu sefer şikâyet etmeye değil teşekkür etmeye geldim. Çünkü ben tavsiye ettiğiniz gibi 20 dinara çalışmaya başladıktan sonra yavaş yavaş bütün sıkıntılarım bitti. Türkiyede Türk denilince, İslâm denilince etlerine kızgın bir demir yapıştırılmış gibi, büyük rahatsızlık duyan, korkan insanlar var. Nedensonra, yaptıklarından pişman olur ve hiç olmazsa iyi bir şey yapmış olmak için bunu Hacı Bektâş-i Veli'nin dergahına kurban olarak bağışlamak ister. (O zamanlar dergahlar aynı zamanda aşevi işlevi görüyordu.) Durumu Hacı Bektâş-i Veli ‘ye anlatır ve Hacı Bektâş-i Veli helal değildir diye bu kurbanı geri Temiz ve helâl lokmanın iyi bir karaktere, haram ya da haram yoldan kazanılan bir lokmanın da, kötü yönde bir yapıya sebep olduğu çok açık bir gerçektir. İnsana ibadet gayreti ve hazzı veren de helâl lokmadır. Efendimiz (s.a.v) bu konuda ne kadar çok titiz davranmışlardır ki, hepimiz bunu bilmekteyiz. Hz. cash. Dedikodu Sizlere bu bölümde ahlak ile ilgili hikaye, dedikodu hakkında hikaye, ahlak hikayesi aktarmaya çalıştık. çok ibretlik bu hikayeden nasiplenmeniz 1 1230 25 Ocak 2022 Namusa saldıranın cezası Sizlere bu bölümde adalet ile ilgili hikaye, namus ile ilgili hikaye, dini hikaye, sahabe hikayeleri aktarmaya çalıştık. 0 804 5 Ocak 2022 Bayat Ekmek Bayat Ekmek Komşumuz Hanife teyze var. 8 aydır konuya komşuya bayat ekmeğiniz var mı? Varsa 1 956 5 Nisan 2017 Rüşvetle ilgili hikaye Rüşvetle ilgili hikaye Vali, rüşvetçi memurlarına ilginç bir ceza usulu bulmuş. Rüşvet yediği öğrenilmiş olan 0 899 9 Mart 2017 Üstad Necip Fazıl nükteleri – 2 İBRET İstanbul’da binler toplanmış, ÜSTAD kürsüye çıkıyor ve mübarek ağzından şu ibret verici sözler diziliyor 1 867 25 Mayıs 2016 İki Köle Hikayesi İki Köle Bir gün padişah iki tane köle satın aldı. Kölelerden biri çok temiz yüzlü 0 1287 25 Mayıs 2016 Güzelliğin de imtihanı var Sizlere bu bölümde ahlak ile ilgili hikaye, iffet hakkında hikaye, iffet hikayesi aktarmaya çalıştık. Çok ibretlik bu ahlak 0 1106 5 Nisan 2016 Bir daha bulamassınız Sizlere bu bölümde ahlak ile ilgili hikaye, ahlak hakkında hikaye, ahlak hikayesi aktarmaya çalıştık. çok ibretlik bu hikayeden 0 869 5 Nisan 2016 Hikayemizi Okuyan Kişi Sayısı bir kız sevmiştim hala seviyorum adı Gül çiçek, Çok güzel biriydi, Dinine düşkün Başörtülü bir kızdı. Karşı apartmanda oturuyordu, Balkonları bizim camın en köşesinden Biraz da olsa görünüyordu, Her akşam gölge gelince Balkonda kitap okurdu Saatlerce, bazen Kur’an okuduğuna da şahidim, Sesi de çok güzeldi, Çok’u ve güzeli sadece gül çiçek için Yan yana kullanabilirim bir günCesaretimi toplayıp karşısına çıktı bakkaldan eve dönüyordu, Elinde poşetler, centilmenlik yapayım alayım dedim, Yardımcı olmama izin vermedi, ”Sizinle konuşmak istiyorum dedim Sadece 10 dakika biraz Lütfen”, başını öne eğdi, Yüzüme bakmıyor, Gözlerinin gözlerime dokunduğunu hiç görmedim hiç hissetmedim nasıl Bir titreme, ”ne oldu ne amaçla dedi”, ”Size aşığım dedim” , çıkı verdi ağzımdan, Belki biraz daha ağırdan almalıydım hoşlandım desem belki de olacaktı bu iş Aşığım deyince korktu tabi, ”Sizinle konuşamam Caiz değil dedi” ”lütfen çekilin önümden”, ”Caiz mi O ne demek”, ”Ek olarak bu soruyu sorduğunuz için bile aşkınıza karşılık vermem”, uzaklardan seyretmeye tahammül edecektim, Gitti, Sesini özleyecektim gitti, Ne de güzeldi gidişi, Acaba ne kastetmişti, Caiz ne demekti. Farklı bir dilden gün sokaktan taşınacağını öğrendim, Ailesiyle birlikte Yalova’ya yerleşiyorlarmış, Emekli olmuş babası, Daha sakin bir şehirde, Daha sakin bir hayat istiyormuş. Üzüntüden öldüm sandım bıçağı alıp tenimi değdirince hala nefes aldığımı anlamam uzun sürmedi, Annem görünce intihar ediyorum sanıp ağladı ama ben ona sarılıp Teselliye başladım hemen, yanlış anlaşılmaya Mahal yok, Gitti anneciğim…, Gitti göremeyeceğim onu bir daha, Gitti…, Onunla evlenemeyeceğim, Gitti Anne gitti…, Ya unutursam…Merak içi mi değişti, internetin başına geçtim ve Caiz ne demek onu araştırdım, Caiz; Genel olarak, Ruhsat verilmiştir, Günah değildir manasındaymış, Bizim onunla konuşmamız günah mı geçti araştırmalarım sonunda kalbimi Allah sevgisi kapladı, Bir ayetin ortasına düştüm Ve Kendimi oradan Kurtarmak istemedim. Kalpler Allah’ı anmakla mutmain olur Rad suresi, Sureler ezberleyip, Abdest almayı öğrendim, Namaz kıldım, Kur’an okudum, Gülümsedim sadaka dağıttım, Her şey çok hızlı ilerliyordu, Anladım ki Allah’ın yolunda bekleme yoktu..Aylar sonra bir camiden çıkarken, Gül çiçeği rastladım Ayaklarım titredi durdum, Allah dedim içimden onlarca kes Allah dedim, Kaç saniyede bir Allah denile bilirdi, Ona bakmamalıydım, Göz zinası İslam’da haramdı. Ayaklarımla temas kurdum Yürüyüp Evimin yolunu tuttum. Akşam annem geldi Beni görücü usulü bir kızla tanıştırmak istediğini söyledi, Onunla evlenirsem Çok iyi bir yuvam olurmuş, Ahlaklı Güzel ve şefkatli bir eş, Gül çiçeği unutmanın sağlıklı bir yöntemi idi belki de, Tamam dedim, Olsun, içeriye girdim Mavi bir elbise içinde Başörtülü bir kız Arkası dönük duruyordu, Selamünaleyküm, Aleykümselam dedi, Yüzünü bana çevirdi, Artık Caizdir Konuşabiliriz…Hikayeler KategoriKısa Hikayeler İbretlik Hikayeler Dini Hikayeler Aşk Hikayeleri Başarı Hikayeleri Gerçek Yaşam Hikayeleri Sizden Gelen Hikayeler Yaşam Tadında Kısa Hikayeler YoutubeHikayemizi Dinlemek İstermisiniz? KISA HİKAYELERSeverek Okuduğunuz hikayelerimize Android uygulamamızı indirerek cep telefonlarınızdan ve Tabletlerinizden Rahatlıkla Ulaşa Bileceksiniz. HELAL, dinen yapılması, yenilip içilmesi yasak olmayan; haram ise dinen yapılması ve yenilip içilmesi kesin olarak yasaklanmış olan şeylerdir. Dinin emir ve yasakları vahiy ile belirlenmiştir. İslam, haram ve helaller konusunda orta bir yol izlemektedir. Ne Brahmanizm ve diğer bazı dinlerde olduğu gibi bedene işkence, temiz ve yararlı olanları haram kılma aşırılığına, ne de İran’da bir zamanlar yaygın olan "mezdek" dini gibi haram diye bir şey tanımayan ibahacılığa her şeyi mübah kılma yol helal ve haram kılma yetkisi sadece Allah’a aittir. Bu yetkiyi kendisinde görenleri ilahlık iddiasında bulunmakla nitelemiş, haramı helal, helali de haram kılmayı şirke eş tutmuştur. * * *Haram olan şeyler sayılı ve sınırlıdır. Bunun dışında kalanlar helaldir. Bu sebepledir ki din bilginleri, hakkında kesin nas hüküm bulunmayan şeyler için haram demekten kaçınmış, mekruh, yani "sevimsiz", "hoş değil" gibi ifadeler kullanmayı özenle Peygamber, bir ülkeden getirilen ve önüne konulan yiyeceğin keler olduğunu öğrenince elini geri çekmiş ve yememiştir. "Ey Allah’ın resulü, keler haram mıdır?" diye sorulunca da "Hayır, ancak benim yöremde böyle bir yiyecek bulunmaz. Bu yüzden de onu yemeyi midem kaldırmıyor" buyurmak suretiyle bu hususu belirtmişlerdir. Mesela, çekirge Arap toplumunda lezzetli bir yiyecek olarak benimsenirken, diğer toplumlarda tiksindirici bulunmaktadır. Ama haram olduğu söylenemez.* * *Allah iyi, temiz ve insan sağlığına faydalı olan şeyleri helal, kötü, pis ve zararlı olan şeyleri de haram kılmıştır. Kuran-ı Kerim’de şöyle buyurulur "Onlar için nelerin helal kılındığını sana soruyorlar. De ki Bütün iyi ve temiz şeyler size helal kılınmıştır."Kuran, Allah’ın helal kıldığı şeylere haram demeyi aşırı bir davranış olarak nitelendirmektedir. Bir ayette "Dillerinizin yalan olarak nitelediği şeyler hakkında bu helaldir, bu da haramdır demeyin. Çünkü böyle söylediğinizde Allah’a karşı yalan uyduruyorsunuz. Kuşkusuz, Allah’a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa eremezler." Nahl, 116Yine başka bir ayette şöyle buyuruluyor"De ki Allah’ın kulları için çıkardığı yarattığı süsü ve güzel rızıkları kim haram kıldı? De ki Onlar dünya hayatında inananlarındır. Kıyamet gününde ise yalnız müminlerindir. İşte bunlar için ayetleri böyle açıklıyoruz." Araf, 32Haram ve helal konularında hükmü nalsa belirlenenlerin dışında kalan şeylerin mecellede de genel bir kural olarak ifade edilen "eşyada aslolan ibahadır" helal olmasıdır prensibi gereğince helal ve mubah kabul edilmesi gerekir. Bu anlayış, İslam hukukuna büyük bir esneklik kazandırmış ve insanlara kolaylık getirmiştir. Hz. Peygamber döneminde bilinmeyen, başka yörelerde bulunan yiyecek ve içecekleri, gerekse daha sonra zaman içinde ortaya çıkan ve çıkacak maddeleri mubah kılacak bir anlayış sergilenmiştir. * * *İslam’da helal ve haramlar kitaplarda genişçe açıklanmıştır. Kısaca, yiyeceklerde leş ölmüş hayvan eti, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına kesilen hayvanlar; içeceklerde şarap vesair uyuşturucu maddeler kazançta kumar, riba, rüşvet, karaborsacılık; ayrıca zina, livata gibi eylemler haramlar arasında kolaylık dinidir. Bir kimse elinde olmayan sebeplerle haram olan bir şeyi yemek ya da bir işi yapmak zorunda kalırsa onu helal saymamak şartıyla zorunlu olan ihtiyacını giderecek kadar ondan yararlanabilir. Nitekim, Kuran-ı Kerim’de şöyle buyurulmuştur"Allah size ancak ölüyü, kanı, domuz etini ve Allah’tan başkası adına kesileni haram kıldı. Her kim bunlardan yemeye mecbur kalırsa hiç kimseye saldırmadan ve sınırı aşmadan bir miktar yemesinde günah yoktur. Şüphe yok ki Allah çokça bağışlayan, çokça esirgeyendir." Bakara, 173 Geçen bir soruya verdiğimiz cevapta da haramların asıl hikmetinin taabbudi yani bu konuda ilahi buyruklara uyulması gerektiğini, tevillerle hükmü değiştirmeye kalkışmanın mümkün olmayacağını ifade Peygamberimizin bir sözüyle bitirelim "Helal, Allah’ın helal; haram da Allah’ın haram kıldığıdır. Helallerden yararlanın, haramlardan kaçının. Her ikisi arasında şüpheli olan şeylerden de uzak durun."SORALIM ÖĞRENELİMNamazın hangi vakitlerde ve nasıl kılınacağının dayanağı nedir?İrfan Tekeli/AdanaBu hadiseyi peygamberimiz şöyle anlatır "Cebrail iki defa bana imam oldu. Namaz kıldırdı. İlk defasında zeval vaktinde güneşin gölgesi herhangi bir şeyin iki misli olduğunda öğlen namazını, her şeyin gölgesi birer misli olduğunda ikindi namazını, oruçlu oruç bozduğu vakitte yani güneş battığında akşam namazını, şafak kaybolduğunda yatsı namazını, oruçluya yemek içmek haram olduğu zaman yani imsakta sabah namazını kıldırdı. Sonra bana döndü, ’Ya Muhammed, bu senden önceki peygamberlerin vaktidir. Namaz vakitleri işte bu ikişer vakit arasındadır’ buyurdu. Zaten takvimlerde namaz vakitleri belirlenmiştir. Namazlarımızı bu vakitlere göre namazların yerine fidye versek namaz borcu üzerimizden düşer mi?Fatma GündoğduSizin söylemek istediğiniz "ıskat-ı selat"tır namazından zimmetten düşürülmesi. Herhangi bir sebeple vaktinde kılınmayan ve böylece yükümlünün zimmetine borç olarak geçmiş bulunan namazların bir tek ödeme yolu vardır, o da kılamadığınız namazları kılmaktır. Yani kaza etmektir. Bundan başka namazın zimmetten düşürülmesi için bir yol yoktur. Namaz, tutulmayan oruçlar gibi değildir. Oruç için fidye verilmesi hakkında Kuran’da ayet vardır. Fakat, kılınmayan namazlar için fidye verileceğine dair bir ayet çalışıyorum. Bazen sabah namazı vaktine uyanamadığım için namazımı saat gibi gibi kılabiliyorum. Sevabı azalıyor mu?Ferhan GöğüşSabah namazı vaktinde kılınmalıdır. Vaktinde kılamadığınız için tabii ki sevabı da namazında ezan okunurken "esselatü hayrun minnennevm" deniliyor. "Namaz uykudan hayırlıdır" sözü ezandan mıdır?Muzaffer Güloğlu/AnkaraBu söz Bilal-i Habeşi tarafından ezana eklenmiş, Hz. Peygamber de bunu tasvip etmiştir. Bundan dolayı sadece sabah namazlarında bu ibare geçmektedir. Bu da Peygamberimiz tasvip ettiği için sünnete uygundur. "kul hakkı ile ilgili hikayeler" ile İlişikli yazılar Helal-Haram Bilinci İslam dininin temel amacı yaratılmış olan şerefli mahlûkata hayatı boyunca kılavuz olmaktır. Bu kılavuzluk neticesinde insanoğlunun dünya ve ahiret mutluluğu hedeflenmiştir. Bu hedef doğrultusunda ise bazı helaller ve bazı yasaklar getirilmiştir. Getirilmiş olan bu ilkelerin hepsi insan için onun kendi menfaati içindir. Dünyalık huzur insan için olduğu gibi uhrevi mükâfat cennet insan içindir. Bunun zıddını ifade edersek dünyevi sıkıntı insan içinse uhrevi ceza cehennem insan içindir. Yüce Allah’a karşı kulluk vazifemiz olan ibadet hayatımızı yerine getirmemekteyiz. Din sadece ibadet hayatıyla sınırlı hükümler ihtiva etmemektedir. İbadet hayatıyla beraber günlük yaşantımızda dikkat etmemiz gereken ilkelerde İslam Dininde mevcuttur. Yeme-içme, giyinme, eğlence, aile hayatı, cinsel yaşam, sosyal hayatla ilgili beşeri ilişkilerde takınılması gereken prensipler Dinin genel çerçevesi içinde yer almıştır. İnsan için çizilen bu çerçeve, yaratılmış insanın fıtratına ters olmayan, hakeza fıtratı destekleyen, onuru güçlendiren bir çerçevedir. Sözlükte "yasak, memnu" anlamına gelen haram, dini bir terim olarak, kesin bir delille, açık bir şekilde yapılmaması istenen fiildir. Haram, dinî bir kavram olup, bunu tespit ve tayin yetkisi sadece Allâh'a aittir. Bu konuda insanların yetkisi yoktur. Hz. Peygamber'in bu konudaki hadisleri, Allâh'ın koymuş olduğu hükmü açıklamaktan ibarettir. Bu nedenle İslâm âlimleri, hakkında nass bulunmayan konularda ihtiyatlı davranarak haram tabirini kullanmaktan kaçınmışlardır. Dinen yapılması veya yenip içilmesi yasaklanmayan, serbest bırakılan şey demektir. Allâh ve Rasûlü'nün bir şeyin helâl olduğunu belirtmesi veya işlenmesinde günah olmadığını bildirmesi, o fiilin helâl olduğunu gösterdiği gibi, o fiil veya şeyin yasaklandığına dair bir delil bulunmaması da helâl olduğunu gösterir. Zira eşyada aslolan helal oluşudur. Buna göre bir şey, dinin açık bir hükmüne, yasağına ve ilkesine aykırı olmadıkça helâldir, meşrudur. Helâl kavramının, meşru, caiz, mubah tabirleri ile yakın ilişkisi vardır. Çoğu zaman da eş anlamlı olarak kullanılmaktadır. Kur’an-ı Kerimde Yüce Allah iyi ve güzel olan şeyleri Peygamber vesilesi ile helal kıldığını çirkin ve kötü şeyleri haram kıldığını bizlere şöyle bildirmektedir. “Onlara iyi ve temiz şeyleri helal, kötü ve pis şeyleri haram kılar.”[1] Ayet-i kerime haram kılınan şeylerde kötülük ve pislik olduğunu, helal kılınan şeylerde ise iyilik ve temizlik olduğu vurgulanmaktadır. Bu yönüyle “helal ve haramı insanın kendi yaşantısını güzele ulaştıran, kötülüklerden alıkoyan emirlerdir” diye ifade edebiliriz. Bir başka ayet-i kerimeyi sizlerle paylaşmak isterim. Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır. “Ey Muhammed! Sana, kendilerine nelerin helâl kılındığını soruyorlar. De ki “Size temiz ve hoş olan şeyler… helal kılındı.”[2] Kur’an-ı Kerim bizlere helal ve haram kılma yetkisinin Allah’a ait olduğunu bizlere bilmediğimiz şeyler hakkında şu helaldir veya şu haramdır dememizi yasaklamaktadır. Bu husus ile ilgili iki ayet-i kerimeyi sizlerle paylaşmak isterim. Ayetlerde şöyle buyrulmaktadır. قُلْ أَرَأَيْتُم مَّا أَنزَلَ اللّهُ لَكُم مِّن رِّزْقٍ فَجَعَلْتُم مِّنْهُ حَرَاماً وَحَلاَلاً قُلْ آللّهُ أَذِنَ لَكُمْ أَمْ عَلَى اللّهِ تَفْتَرُونَ De ki “Allah’ın size indirdiği; sizin de, bir kısmını helâl, bir kısmını haram kıldığınız rızıklar hakkında ne dersiniz?” De ki “Bunun için Allah mı size izin verdi, yoksa Allah’a iftira mı ediyorsunuz?”[3] Diğer bir ayette ise mealen şöyle buyrulmaktadır. De ki “Allah’ın, kulları için yarattığı zîneti ve temiz rızkı kim haram kılmış?” De ki “Bunlar, dünya hayatında mü’minler içindir. Kıyamet gününde ise yalnız onlara özgüdür. İşte bilen bir topluluk için âyetleri, ayrı ayrı açıklıyoruz.”[4] Bu ayetler açıkça, haram ve helâli belirleme hakkının sadece Allah'a ait olduğunu göstermektedir. Bu nedenle helâl ve haramı kendisinin belirlemesi olacağı kanaatinde olan herkes Allah’ın haklarına tecavüz etmiş olur. Buda çok büyük bir günahı gerektirmektedir. Allah’ın helal kıldıklarını helal olarak kabul edip onlara yönelmeli, haram kıldıklarını da haram kabul ederek onlardan kaçınmalıyız. Bize düşen en doğru davranış şekli bu olacaktır. Yoksa haramı helali belirlemeye kalkışırsak o zaman haddimizi aşmış oluruz. Yüce Rabbimizin bu husustaki ayet-i kerimeler şöyledir. وَلاَ تَقُولُواْ لِمَا تَصِفُ أَلْسِنَتُكُمُ الْكَذِبَ هَـذَا حَلاَلٌ وَهَـذَا حَرَامٌ لِّتَفْتَرُواْ عَلَى اللّهِ الْكَذِبَ إِنَّ الَّذِينَ يَفْتَرُونَ عَلَى اللّهِ الْكَذِبَ لاَ يُفْلِحُونَ “Lisanlarınızın yalan yere vasıflandırdığı şeyler hakkında "Şu helâldir ve şu haramdır" demeyiniz ki, Allah'a karşı yalan iftirada bulunmuş olursunuz. Şüphe yok ki, Allah'a karşı yalan da bulunanlar felâha eremezler.”[5] يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تُحَرِّمُواْ طَيِّبَاتِ مَا أَحَلَّ اللّهُ لَكُمْ وَلاَ تَعْتَدُواْ إِنَّ اللّهَ لاَ يُحِبُّ الْمُعْتَدِينَ “Ey iman edenler! Allah’ın size helal kıldığı iyi ve temiz nimetleri kendinize haram etmeyin ve Allah’ın koyduğu sınırları aşmayın. Çünkü Allah haddi aşanları sevmez.”[6] Yukarıda sizlerle paylaşmış olduğum ayetler bizlere şu hususu hatırlatmaktadır. Bu hatırlatmada Allah’ın helal kıldığını haram kılmak, haram kıldığını ise helal kılmanın çok büyük günah olduğudur. Bu sebeple hakkında kesin bilgi olmadığımız veya herhangi bir hüküm çıkarma kabiliyetimiz olmadan az bir bilgi ile bir şeye helal veya haram dememeliyiz. Çünkü böyle bir davranışın vebali çok ağırdır. Hakkında bilgi sahibi olmadığımız bir konu hakkında helal ve haram dersek o zaman dinle ilgili prensipleri bozabiliriz. Bu durum ise bizlere çok büyük sıkıntılar doğuracaktır. Sevgili Peygamberimiz bir hadislerinde ise helal ve haram hakkında şu hususu bizlere bildirmektedir. اَلْحَلاَلُ مَا أحَلَّ اللّهُ في كِتَابِهِ، وَالْحَرَامُ مَا حَرَّمَ اللّهُ في كِتَابِهِ، ومَا سَكَتَ عَنْهُ فَهُوَ عَفْوٌ، فَلاَ تَتَكَلَّفُوا السُّؤَالَ عَنْهُ. “Allah Resulullah buyurdular ki "Helal, Allah Teala’nın kitabında helal kıldığı şeydir. Haram da Allah Tealanın kitabında haram kıldığı şeydir. Hakkında sükût ettiği şey ise affedilmiştir. Onun hakkında sual külfetine girmeyiniz.”[7] Herhangi bir konu veya herhangi bir hareketin haram mı veya helal mi olduğunu naslardan çıkarabilecek insanlar yok mudur? Sorusu aklımıza gelebilir. Bu soruyu şu maddeler ışığında cevap verebiliriz. konu hakkındaki bütün her şeyi tam olarak bilinmesi, 2. Konuyla ilgili Dini nasların tamamına vakıf olunması, 3. Güncelleme ve yorumlama yapılabilmesi, 4. Dinin ana maksatlarını iyi bilinmesi ve verilecek hükümlerde bunların gözetilmesi, Bu maddelere tam bağlı kalınmak ve ilahi emri helal ve haram koymada otorite olarak kabul ettikten sonra müçtehit elbette belirli bir şeyin veya belirli bir hareketin helal mi haram mı olduğunu naslardan çıkarabilir. Böyle bir uğraş yapılmadıktan sonra helal ve haram hükmünü bir şeye koymamız bizler için çok yanlış bir tutum olacaktır. Yüce Rabbimiz İslam dini ile bizlere zorluğu değil kolaylığı getirmiştir. Bu kolaylıklardan biride zaruret halinde olunduğu durumlarda haddi aşmamak helalleri haram saymamak üzere haram olan bir şeyi yiyebilir veya bir işi yapabilir. İlgili ayette Yüce Allah şöyle buyurmaktadır. “Allah, size ancak leş, kan, domuz eti ve Allah’tan başkası adına kesileni haram kıldı. Ama kim mecbur olur da, istismar etmeksizin ve zaruret ölçüsünü aşmaksızın yemek zorunda kalırsa, ona günah yoktur. Şüphesiz, Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”[8] Haram günün şartlarına göre helal olarak görülmemeli, helal günün değişen ve gelişen şartlarına görü haram sayılmamalıdır. Bize düşen görev helalleri haram, haramları helal saymak yerine tespit edilen helallere uymak ve haramlardan kaçınmaktır. Vaazımızı Hz. Peygamber Efendimizin haram ve helal hususunda takınmamız gereken tavrı bildiren bir hadisiyle sonlandırıyoruz. "Şurası muhakkak ki, haramlar apaçık bellidir, helaller de apaçık bellidir. Bu ikisi arasında haram veya helal olduğu şüpheli olanlar vardır. İnsanlardan çoğu bunları bilmez. Bu durumda, kim şüpheli şeylerden kaçınırsa, dinini de, ırzını da muhafaza etmiş olur. Kim de şüpheli şeylere düşerse harama düşmüş olur, tıpkı koruluğun etrafında sürüsünü otlatan çoban gibi ki, her an koruluğa düşebilecek durumdadır. Haberiniz olsun, her melikin bir koruluğu vardır, Allah'ın koruluğu da haramlarıdır. Haberiniz olsun, cesette bir et parçası var ki, eğer o sağlıklı olursa cesedin tamamı sağlıklı olur, eğer o bozulursa, cesedin tamamı bozulur. Haberiniz olsun bu et parçası kalptir.[9] Yüce Rabbim helallerine uymayı haramlarından kaçınmayı, dünya ve ahiret mutluluğunu yakalamayı, bu mutluluk için uğraş içerisinde olmayı bizlere nasip etsin. Geceniz mübarek olsun. Allah’a emanet olun. Ahmet ÜNAL Vaiz [1] Araf, 7/157 [2] Maide, 5/4 [3] Yunus, 10,59 [4] Araf, 7/32 [5] Nahl,16/116. [6] Maide, 5/87 [7] İbnu Mace, Et'ime 60; Tirmizî, Libas 6. [8] Bakara, 2/173 [9] Buharî, İman 39

helal ve haram ile ilgili kısa hikayeler